Gönlümüzün Efendisi Çikolatanın Evimize Gelmeden Önceki Yolculuğu

Gönlümüzün efendisi, midemizin, beynimizin biricik sevgilisi çikolata! Her şey gibi çikolatanın da raflara, evlere, çantalara gelmeden önce bir yolculuğu var. İşte o yolculuk!

Çikolatanın kökeni kakaonun bundan binlerce yıl önce Güney Amerika’da bulunduğu söyleniyor. Tropikal iklimde yetişen kakaonun hasat edilmesi için çok nazik davranmak gerekiyor.

Elle yapılan hasadın ardından kakao taneleri yabancı maddelerden temizleniyor. Kakaoların dış kabuğu kurutuluyor ve daha zengin bir tada erişmek için kavruluyor.

Sonrasında kakao tanelerinin iç kısmı eziliyor ve öğütülüyor. Bu sayede elde edilen çikolata hamuru yavaştan hızlıya doğru ilerleyen merdanelerce ezilerek belirli incelikte açılıyor.

Açılan hamurların yüzeyinin pürüzsüzleşmesi ve daha lezzetli, yoğun bir hal alması için hamur,  özel makinelerle çalkalanıyor. Bu işleme ise “Konçlama” adı veriliyor.

Çikolatanın lezzeti, konçlamanın süresiyle doğru orantı taşıyor.

Konçlama işleminin hemen ardından belirli kaynatıcılarla çikolata ısıtılıyor ve sıvı bir hale getiriliyor. Çikolatanın sıvı kalacak şekilde soğutulma işlemine ise “Temperleme” deniyor.

Temperleme işlemi sayesinde kakao yağı eşit dağıtılıyor.

Sıvı şeklinde soğutulan çikolatanın, şeklini almadan önceki son işlemi ise tahmin edersiniz ki kalıplar oluyor.

Şeklini aldıktan sonra kalıplardan hafifçe ısıtılarak çıkartılıyor ve o mucizevi tat, hayatımıza böylece dâhil oluyor.