Metro; özellikle İstanbul trafiğinde sığındığımız kurtarıcı liman… Trafik yok, stres yok derken; zaman zaman metronun da bazı enteresan anları olabiliyor. Aşağıdaki cümleler size çok tanıdık gelecek… İşte, yalnızca İstanbul’da metro kullananların anlayacağı 6 durum:
Nerede Bu Tünelin Çıkışı?
Özellikle yeraltı metroları hayatımızı kurtardı kabul! Ancak merdivenlerin ve koridorların bitmek bilmeyen yolu hepimize bu cümleyi en az bir kez söyletmiştir.
Metro Yokken Bu Kadar İnsan Ne Yapıyordu?
E önceden metro ağı bu kadar gelişmiş değildi… Ağzına kadar dolu gelen her metroda içimizden mutlaka bu cümle geçmiştir. Önceden metro yoktu; buralar hep dutluktu…
Ortası Bomboşken Niçin Kapı?
“Ortalara ilerleyelim…” Bu cümleyi de kaç kez duyduğumuz belli değil. Ortalar bomboşken herkesin kapıda birikmesi, metronun adabı… E dış ses boşuna mı söyleniyor: “Sayın yolcularımız lütfen boş kısımlara doğru ilerleyiniz, kapı önünde beklemeyeniz…”
Metronun İçinde Yürüyene Kadar Eve Yürürdüm…
Bir metrodan bir metroya yapılan aktarmalarda ya da çıkışlarda yürüdüğümüz o yollar… Burayı yürüyene kadar eve yürürdük desek de böyle bir şeyin mümkün olmadığını biliyoruz, yine de yolu ne kadar olursa olsun metro; sana muhtacız!
Bayılma Numarası Yapsam Biri Yer Verir mi?
Bazen öyle bir an geliyor ki kalabalığın ortasında başımız dönüveriyor. Biri kalksa da otursam diye dört gözle beklerken aklımızdan geçmiyor değil; acaba bayılmış gibi yapsam yer verirler mi diye düşünmek…
Kapının Önünde Bal mı Var?
İneceğiniz durağa geldiniz ancak önünüzde aşmanız gereken bir dağ… Ben inerken çekilirler diyorsunuz ama mümkün değil, kimse kılını bile kıpırdatmıyor. Siz dağları delen Ferhat misali, inebilmek uğruna insanları aşarken bir de karşına diğer engel; metroya binmeye çalışanlar çıkıyor. Bir yandan “Kapının önünde bal mı var?” deme isteği, bir yandan dış sesin inenlere öncelik verin sesi… Hoş geldiniz metroya!