Teknoloji & Uzay
Robotların Efendisi El-Cezeri
Öyle bir isim ki, milenyumun dehası kabul edilen Leonardo Da Vinci’nin hayatı boyunca yaptığı çalışmalarda referans aldığı tek isim.
Kendisi, bundan neredeyse 1000 yıl önce, evet doğru okudunuz, neredeyse 1000 yıl önce yaşamasına rağmen 1000 yıl sonrasının teknolojik gelişmelerinin çıkış noktası olmayı başarmış bir isimdir.
Bu isim hakkındaki gerçeklikler ve efsaneler, kelimelerin manasını aşacak boyuttadır. Yani kelimeler, anlamlarını gerçekten yansıtamazlar bu isim söz konusu olduğunda. Nasıl mı? Anlatalım. Karşınızda Ebu’l İz İsmail İbn-i Rezzaz El-Cezeri!
ROBOTLARIN EFENDİSİ
Matrix, Robot, Sibernetik… Bu kavramlar 2000’li yılların kavramları öyle değil mi? Teknolojinin doruğa ulaştığı, her gün bir değil binlerce bilginin keşfedilip öğrenildiği döneme ait olan kavramlar. Akıllı telefonlar, bilgisayarlar, programlar, uygulamalar, robotlar, yapay zekâlar ve daha fazlası, 2000’li yıllarda yaşamış insanların doğuşlarına şahitlik ettiği şeyler. Ama bundan 883 yıl önce doğan El-Cezeri, bu kavramların fikir babası olmayı başarmış tek insandır.
Yıl 1136… Kulağa gerçekten farklı bir tını sunuyor bu tarih… 1136. Çok uzak, belki hayal bile edemeyeceğimiz yaşantılara sahip bir tarihten bahsediyoruz. Osmanlı Devleti bile yok henüz. Moğollar Anadolu’ya ayak basmamış, Selçuklu Hanedanı Haçlı birlikleriyle savaşıyor, Bizans İmparatorluğu Latinlerle uğraşıyor, Mısır’da Selahaddin Eyyubi’nin devleti dimdik ayakta duruyor. Böyle bir dönemde, Cizre’nin Tor mahallesinde bir çift göz açılıyor dünyaya. O dönemde bölgeye Selçuklu Sultanı Alparslan’ın büyük komutanlarından biri olan Artuk Bey’in kurmuş olduğu beylik hâkim.
Dünyaya açılan bu bir çift göz, o dönemin Cizre’sinde neler görmüş olabilir? Nasıl yetişmiş, nasıl düşünmüştür sizce? Kendinizi o dönemde yaşıyorken hayal ettiğinizde, yapabilecekleriniz çok ama çok kısıtlı olmalı, öyle değil mi?
El-Cezeri için öyle değildi.
BATI DÜNYASININ TEKNOLOJİK ÇIKIŞ NOKTASI
Batı literatüründe Archytas isimli Yunan matematikçinin mekanik bir güvercin yaptığı belirtilir.(M.Ö. 300) Üstelik söylentilere göre bu güvercin su buharıyla çalışmaktadır. Archytas’ın çalışmalarına inanılsa da, ne yazılı bir kaynak ne de günümüze ulaşan elle tutulur herhangi bir veri olduğu için robotik ve mekanik anlamında insanlığa referans olan bilgilerin tek sahibi El-Cezeri’dir. Öyle ki, kendisinden 300 küsür yıl sonra yaşayan ve milenyumun dâhisi kabul edilen Leonardo Da Vinci Archytas’tan değil, El-Cezeri’den etkilenmiş, onun çalışmalarının üstüne kendi çalışmalarını inşa etmiştir. El-Cezeri’nin yaptığı araştırmalar ve çalışmalar, günümüz mekanik ve sibernetik bilimlerinin temel taşlarını oluşturmuştur, bir başkasının değil.
Bu bağlamda El-Cezeri’nin, “Mekanik Hareketlerden Mühendislikte Faydalanmayı İçeren Kitap” adlı eseri, 50’den fazla cihazın kullanım esaslarını ve faydalarını çizimlerle anlatan bir bilgi hazinesidir.
El-Cezeri, yapmış olduğu çalışmalar ve kendi ilgi alanı konusunda şunları söyler: “Tatbikata çevrilmeyen her teknik ilim, doğru ile yanlış arasında kalır.”
Bu kitabın özgün kopyası günümüze kadar ulaşamadıysa da, bilinen 15 kopyasından 10’u Avrupa ülkelerindeki müzelerde, 5 tanesi de Topkapı ve Süleymaniye’deki kütüphanelerde yer almaktadır.
KİTAB’ÜL HİYEL
El-Cezeri’nin kısaca “Kitab-ül Hiyel” adıyla bilinen eseri altı bölümden oluşur. Birinci bölümde su saati ile kandilli su saatlerinin saat-ı müsteviye ve saat-ı zamaniye olarak nasıl yapılacağı hakkında 10 şekil, ikinci bölümde çeşitli kap kacakların nasıl yapılacağı hakkında 10 şekil, üçüncü bölümde hacamat ve abdestle ilgili ibrik ve tasların yapımı hakkında 10 şekil, dördüncü bölümde havuzlar ve fıskiyeler ile müzik otomatlarının yapımı hakkında 10 şekil, beşinci bölümde çok derin olmayan bir kuyudan ya da akan bir nehirden suyu yükselten aletlerle alakalı 5 şekil, son bölümde de birbirine benzemeyen muhtelif şekillerin yapılışı hakkında 5 şekil anlatılır. Yani anlayacağınız, El-Cezeri’nin kendisi bir çeşit robot gibidir ve durmadan bir şeylerin nasıl yapılacağı üzerine kendini yoran bir zihni vardır.
DİSİPLİN VE ARZU: KÂĞIDIN SIRRI
Peki, El-Cezeri tasarladığı ya da hayal ettiği şeyleri yaparken nasıl bir yöntem kullanıyordu dersiniz? Cevabı çok basit: Hayali kurulan yahut tasarlanan şeylerin ilk olarak kâğıttan maketlerini yapmak. Ulaşabildiği bütün geometri kurallarına ulaştıktan sonra düşünme aşamasında kalmayıp düşüncelerini maharetle eyleme döken El-Cezeri, yaptığı ampirik çalışmalarla hemen hemen tasarladığı bütün mekanik planlarını bizzat kendi elleriyle yapmayı başarmıştır.
Bilim tarihinde yapılan ilk hesap makinesinden asırlar önce, aynı sistemle çalışan benzer bir mekanizmayı geliştirdiği saatte kullanan El-Cezeri, sadece otomatik sistemler kurmakla kalmamış, otomatik olarak çalışan sistemler arasında birbirini dengede tutan bir sistem de kurabilmiştir.
Otomatik kontrollü makinelerin ilki sayılan Jacquard’ın otomatik dokuma tezgâhından 600 yıl önce, değişik haznelerdeki suyun seviyesine göre ne zaman su dökeceğine, ne zaman meyve ve içecek sunacağına karar veren otomatik hizmetçiyi geliştiren El-Cezeri, bazı makinelerinde hidromekanik etkilerle denge kurma ve harekette bulunma sistemine yönelir. Bazı çalışmalarında ise şamandıra ve palangalar arasında dişli çarklar kullanarak karşılıklı etkileme sistemini kurmaya çalışır. Kendiliğinden çalışan otomatik sistemlerden sonra su gücü ve basınç etkisinden yararlanarak kendi kendine denge kuran ve ayarlama yapan bir sistem oluşturması, El-Cezeri’nin otomasyon konusunda bilim dünyasına sağladığı en önemli katkıdır.
EL-CEZERİ ASLINDA BİZE NE DİYOR?
“Ben de sizler gibi bu topraklarda doğdum, bu topraklarda büyüdüm. Hatta doğduğum ve öldüğüm yer aynı: Cizre. Birçoğunuz benim yaşadığım dönemde yabancıların elinde olan İstanbul’da yaşıyorsunuz. Gençler! Size şu kadarını söyleyebilirim. Hayal edebildiğiniz bütün her şeyi başarabilirsiniz! Benden sonra Da Vinci’ler, Newton’lar, Einstein’lar gelmiş fark etmez. Siz de yapabilirsiniz! Çalışmaktan, uğraşmaktan, hayal etmekten, düşünmekten geri durmayın. Her zaman ama her zaman daha çok, daha çok, daha çok çalışın!”