Teknoloji & Uzay
Dünyanın En Maceraperest Girişimcisi: Elon Musk’ın Öyküsü

*Bu yazı Özçekim dergisinin 5. sayısında yayımlanmıştır.
“Uçan arabalar düşlüyorduk, şimdi ise 140 karakterle yetiniyoruz.”
Bu, Afrikalı bir gencin Dünya’nın en maceraperest girişimcisi olmasının hikâyesidir.
Afrika’da Küçük Bir Kitap Kurdu
“Neyi bilmediğiniz hakkında bir fikriniz yok”
Elon Musk, 1971 yılında dünyaya geldi ve Güney Afrika’nın Kuzeydoğu ucundaki Pretoria’da büyüdü. İlk ismini büyük büyük babası Jhon Elon’dan almıştı. Büyükbabası tam bir maceraperestti. Kanada’da yaşarken her şeyini satıp ailesiyle Güney Afrika’ya yerleşmeye karar vermiş, üstelik bir uçağı parçalayıp sandıklara koyarak yanlarında götürmüşlerdi. Güney Afrika’ya vardıklarında bu parçaları birleştirip uçaklarına atlamış ve çoluk çocuk dünya üzerinde 22.000 millik bir gezi yapmışlardı. Hatta bu gezi medyada yer almış ve tek motorlu uçakla uçan ilk özel pilot unvana sahip kişi Jhan Elon’un ta kendisiydi. Elon, çocukluğu boyunca babaannesi ve dedesinden bu macera dolu gezilerine dair pek çok hikâye dinledi. Bugün Elon Musk, risk karşısındaki alışılmadık yüksek toleransını doğrudan büyük babasından miras almış olabileceği fikrini kabul ediyor.
Elon’un babası da bir mühendis olarak Afrika’da hava üssü gibi büyük projeler de çalışıyordu. Bir foto model olan annesi Maye ve iki kardeşi ile alışılmışın dışında bir yaşama sahipti. Bu dönemde onun en çarpıcı özelliği ise okumaya ve araştırmaya olan merakıydı. Günde 10 saat kitap okumak onun için gayet normaldi. Bilim kurgu kitapları ve sonrasında da çizgi romanlar ve evrene dair gerçeklere dair her şeyi okurdu. Hatta bir keresinde okulunun ve komşu okulun kütüphanelerindeki bütün kitapları bitirmişti. Kitaplar bitince de kütüphaneyi yeni kitaplar getirmesi konusunda ikna etmeye çalışıyordu. İçindeki bitmeyen merak duygusuyla okuyacak kitap kalmayınca Britanya Ansiklopedisi okumaya başladı. Bu ansiklopedi deeyimi ona çok şey öğretti en çok da neleri bilmediğini… Elon bunu şu sözlerle anlatıyor: “Neyi bilmediğiniz hakkında bir fikriniz yok Her şeyin orada olduğunun farkına varıyorsunuz.”
Roket Deneyleri
“Hâlâ parmaklarımın sayısı tam olduğu için şanslıyım.”
Elon, 10 yaşında bir alışveriş merkezinde ilk defa bilgisayar gördü. Bunu gördüğünde ilk iş bundan alması gerektiğini söyleyerek babasını ikna etmeye çalıştı. Böylece 1980’de çıkan bir Comodore VIC-20’si olmuştu. Bilgisayarla birlikte gelen kitapçığı sular seller gibi ezberledi. 1984 yılındaysa bu bilgisayarla video oyunu Blastar’ın kodunu yazarak yayınladı. Ve bunu yaptığında yalnızca 12 yaşındaydı. Bir başka tutkusu da roketler ve patlayıcılardı. Onu okulda elinde roket maketleri ile teneffüslerde roket ateşlerken bulmak oldukça sıradan bir görüntüydü. Bu tarz roketlerden Güney Afrika’da bulunmadığı için kendi kimyasal karışımını yaratıp kaplarının içine yerleştiriyordu. Bunu şu sözlerle anlatıyor “Hala parmaklarımın sayısı tam olduğu için şanslıyım.” İşin görünen kısmında her şey oldukça parlak ancak onun hayatında pek çok olumsuzluk da vardı. Çevresindeki çocuklarla anlaşamayan, dışlanmış ve yalnız bir çocuktu o. Üstelik ona sataşmaya karar vermiş bir grup çocuk vardı ve yıllarca bu çocukların zorbalıklarına dayanmaya çalıştı, pek çok kişi şiddete maruz kaldı. Üstelik Güney Afrika o dönemde pek çok iç kargaşanın yaşandığı bir yerdi. Bu huzursuz ortam aile içinde de devam etti. Bugün dahi adından hiç söz etmek istemediği ve onda çok kötü anılar canlandıran bir babaya sahipti. Güney Afrika onun için bir hapishane gibiydi ve gün gelecek ilk fırsatta oradan uzaklaşacaktı. Çok geçmeden hayallerine ve ilk Durağı olan Silikon Vadisi’ne giden yolu çoktan aramaya başlamıştı bile.
Üniversite Bitince Ne Yapmalı
“Oyunların dünyaya katkısı ne ki”
Güney Afrika’dan uzaklaşması Kanadalı olan annesine çocukları için vatandaşlık hakkı tanınması ile gerçekleşti. 1988 yılında elimde valiziyle birlikte artık Kanada’daydı. İlk iş Kanada’daki dayısını bulmaya çalıştı. Ama dayısının artık Kanada’da olmadığını öğrendi ve böylece bir öğrenci yurdunun yolunu tuttu. O yılı Kanada da garip işlerde çalışarak geçirdi; çiftçilik, kereste fabrikasında işçilik, hatta kereste kazanının içini temizlemek… Sonuncusu hiç kimsenin yapmak istemediği kadar tehlikeli ve kötü bir işti. O yılın sonunda Afrika’da kalan Ailesi de artık Kanada’ya yerleşmişlerdir. Böylece biraz daha rahatladı ve 1989’da üniversiteye başladı. Üniversite yıllarında oldukça aktifti. Parlak geleceğine giden adımları atmaya başlamıştı. O çok okuyan meraklı çocuk şimdi merak duyduğu konular üzerine makaleler yazıyor, her şeyi en ince ayrıntısına kadar biliyordu. Bu dönemde “Güneş enerjisinin önemi” isimli bir yazı hazırlamış olması ise oldukça manidar. Bu yazısıyla hocasının büyük takdirini toplamış ve 98 almıştı.
Sonraki yıllarda gelecekteki arabalar, uçaklar, roketler, yenilenebilir kaynaklar üzerine düşünmeye ve araştırmaya başladı. Bu şekilde geçen yılların ardından artık okulu bitmek üzereydi. Peki, Üniversiteyi bitirdiğinde ne yapacaktı? Elon bu konu üzerine ciddi şekilde düşündü. Henüz 12 yaşında başladığı bilgisayar oyunu işe iyi bir fikir olabilirdi ancak onun vizyonu bunun çok daha ötesindeydi. Nitekim Kısa bir süre sonra oyunlarla Dünya’ya ne kadar bileceğini düşündüm bunun dünyaya bir etkisi olmazdı. Biraz düşündükten sonra kendisine 3 alan belirledi: İnternet, temiz enerji ve uzay… Okulun ardından ilk iş Silikon Vadisi’nde staj yapmaya başladı. Ve çalıştığı her yerde ondan istenenden daha fazlasını sundu. Silikon Vadisi’nde ona aramış olduğu fırsatları sunacaktı. Bir süre sonra kardeşi ile birlikte Silikon Vadisi’ne taşındılar ve böylece interneti ele geçirmenin ilk adımlarını atmaya başladılar.
Silikon Vadisi’nde İlk Girişimler
“Hadi canım para mı aldık!”
İki kardeş silikon vadisinde edindikleri deneyimle harika bir fikir bulmuştu: Zip2. Musk’ın ilk girişimi olan Zip2, çeşitli işletmeleri internette dolaşan insanlarla buluşturan bir internet sitesi fikriydi. Şimdilerde oldukça alışılmış bir fikir olsa da o gün için çok büyük bir vizyon gerektiriyordu. Babalarından destek istediler ve bununla ufak bir ofis kiraladılar; 7 x 10 metre kadar ufak… İnterneti ise üstteki firmayla anlaşıp aralarındaki duvarı delerek sarkıttığı Ethernet kablosu ile sağlamıştı. İlk 3 ay boyunca ofiste yaşadılar çünkü tüm paralarını bu işe yatırmışlardı ve kalacak başka yerlere yoktu. Hatta o kadar parasızlardı ki her gün aynı berbat yemeği yemek zorunda kalıyorlardı. Zip2 dâhiyane bir fikir olabilirdi ancak bu fikri ilk önce başkalarına da anlatabilmek gerekiyordu. Bu yüzden İlk çalışanlarından olan bir pazarlamacı adeta kapı kapı gezerek Zip2’yi pazarlamaya başladı. Ancak çoğu kez bunu başaramıyor hatta bazen bu hayali web ortamını anlatmakta dahi zorluk çekiyordu. İlk kez başarılı olduğunda 900 Dolarlık bir çiçekle ofise geldi Mask onu görünce “Hadi canım paramı aldın” dedi. Bir süre sona Zip2 ilk yatırımını aldı. Böylece işlerde büyümeye başladı; daha büyük bir ofis, daha fazla çalışan… Ancak işler bir süre sonra iyi gitmemeye başladı. Bir başka firmayla birleşen Zip2 bu yeni süreçte para kaybetmeye başladı. Üstelik çevresindekiler Elon’a inanmıyorlardı. Bu yüzden de CEO olmasını istemediler. 1999 yılında Zip2, 307 Milyon Dolara satıldı. Bu satış sonunda Elon’un yeni projeleri için artık parası ve ders çıkarılmış büyük bir girişim deneyimi vardı. Ardından kurduğu x.com ise bir online ödeme sistemiydi. Sonunda büyüyerek rakibi PayPal ile birleşen bu girişimi de çevresi tarafından ilk başta hiç desteklenmemişti. Bu dönemde adı kötüye çıkarılmış çalışanları tarafından sırtından vurulmuş ve işin başına geçmesi yine engellenmişti. Ancak devreye girdikten birkaç ay sonra 200 bin kişinin kullanmaya başladığı yine büyük bir fikirdi. Sonunda 250 milyon dolara Ebay’a satıldı ve artık Musk’ın hayallerine giden maddi kaynak hazırdı. Çünkü o, bir internet milyoneri olmuştu.
Uzay Yolculuğu Başlıyor
“ İşte kendi uzay roketimizi yapmak için gerekli olanlar…”
Musk artık internet hizmetleri yaratmaktan daha büyük bir amacın peşindeydi. Silikon Vadisi’nden sonraki durağı Los Angeles oldu. Bunun sebebi Los Angeles’ın uzay endüstrisinin merkezi olmasıydı. İlk olarak davet edilmediği halde Mars topluluğuna girdi ve burada yaptığı bağışla dikkatleri üzerine topladı. Ancak girdiği Mars Topluluğu’nda da aradığını bulmuş değildi. Böylece kendi topluluğu olan Mars’ta Yaşam Vakfı’nı kurdu. Onun planı yalnızca Mars’a gitmek değil orada bitki yetiştirilecek bir yaşam kurabilmenin yollarını aramaktı. Bunun için ilk planı bir roket satın almak olacaktı.
İlk önce Ruslarla görüştü ancak Ruslar hem ona büyük zorluk çıkarmıştı hem de çok büyük paralar istemişlerdi. Bu başarısız sürecin sonunda çevresindekiler umutlarını kaybetmişken Musk, bilgisayarını önüne aldı, uzun süre bir şeyler yazdı ve tamamladığında arkadaşlarına çevirerek “İşte bir roket yapmak için gerekli parçalar ve inşa etme, birleştirme, fırlatma maliyetleri” Dedi. 2002 yılında SpaceX hayata geçti. SpaceX, roket teknolojisinin durumunu ilerletmeye odaklanmış fırlatma araçları geliştirip üreten bir şirketti. Bu girişimle Musk’ın artık internet girişimcilerinden daha büyük rakipleri vardır. Onun yeni rakipler sosyal ağ ve teknoloji firmaları değil uzay yatırımı yapan Devletler’di. Ona göre NASA neredeyse 50 yıldır hiçbir şey yapmıyordu hatta aynı işi bir Honda yapabilecekken bir Ferrari üretecek kadar para harcıyorlardı. Musk daha ucuza daha büyük işler yapmaya kararlıydı. Böylelikle ilk roket Falcon 1 için çalışmalara başlandı. Şirketin ilk iki fırlatma aracı Falcon 1 ve Falcon 9 roketleri; ilk uzay aracı ise Dragon oldu. Ancak bu hiç de kolay olmadı ve ilk denemeler hep başarısız oldu. Ancak sonunda yörüngeye roket göndermeyi başardılar. SpaceX Uluslararası Uzay İstasyonu’na bir araç gönderen ve yanaştıran ilk ticari şirket olarak tarihe geçmiştir. Uzaya gönderilen aracın üzerindeyse bir araba vardı: Kırmızı bir Tesla…
Temiz Enerji Devrimi
“Olaya asla ‘Nasıl daha iyi para kazanabilirim’ perspektifinden bakmadım. Benim düşündüğüm: ‘İnsan geleceğini etkileyen başka hangi problemlere çözüm getirebilirim’ oldu.”
Üniversite yıllarında 98 aldığı yenilenebilir enerjiler ödevi üzerinden uzun yıllar geçmiş olsa da hayali hala taptazeydi. Böylece yatırımını Elektrikli Araçlara yöneltti. Bu da artık öncekiler gibi neredeyse imkânsız gözüyle bakılan bir iş oldu. Endüstrideki son başarılı Otomotiv şirketi 1925 yılında kurulmuştu ve yeni bir şirketin hem de elektrikli araç yapan yeni bir şirketin hiç şansı yoktu. Nikola Tesla’nın bir asır önce bir elektrik motoru yaptığını ve motordan gücü tekerleklere iletecek güç aktarma sisteminin yapılabilir olduğunu düşündüler ve bu başlangıç noktasıyla. Tesla artık dünyanın petrole olan bağımlılığını sonlandırmayı hedefliyordu. Mask altı buçuk milyon dolarlık yatırım ile Tesla’nın en büyük hissedarı ve başkanı oldu. Bir dizi çalışma ve hazırlık sürecinin sonunda Tesla dünyaya neyin peşinde olduğunu açıklamaya karar verdi. Şirketin mühendisleri siyah ve kırmızı olmak üzere iki prototip üreterek görücüye çıkardı. Bu şu ana kadarki tüm elektrikli arabalardan çok daha üstündü. Tesla Motors ilk olarak elektrikli bir spor araba olan Tesla Roadster’ı üretti ve 31 ülkede yaklaşık 2500 adet sattı.
Tesla ilk dört kapılı sedanı Model S’i 22 Haziran 2012’de teslim etti ve SUV/minivan pazarını hedefleyen üçüncü ürünü Model X 9 Şubat 2012’de duyurdu. Kendi araçlarına ek olarak Tesla, Daimler’e Smart EV ve Mercedes A Serisi için ve Toyota’ya gelecekte çıkaracağı RAV4 için elektrik motorları ve güç aktarım organları satmaktadır. Raporlara göre Musk’ın Tesla’da 32% hissesi var ve bu hisselerin 29 Mayıs 2013 itibarıyla değeri $12 milyardır. Elon’ın çabasıysa servetini artırmak değil. Nitekim dünyada bir ilk olarak Tesla patentleri serbest kullanıma açarak elektrik motorlarının gelişimine katkı sağlamaya çalışıyor. Elon Musk’ın temiz enerjiye yönelik tek girişimi Tesla da değil üstelik. Musk tarafından kurulan SolarCity, güneş enerjisi sistemi sağlayıcısı da güzel bir dünya için attığı adımlardan biri. Musk’ın son bombasıysa Hyperloop. Bizzat kendi tasarladığı bu araç metro gibi tüneller içinden gidecek ve temiz enerjiyle çalışacak. Her yıl birbirine benzeyen bir yeni telefon daha piyasaya sürmek ya da yeni bir güncelleme getirmek mi? Hayır! Elon, hepsinden farklı çünkü onun yaptığı işler dünyayı daha güzel bir yer yapmaya çalışıyor.