Teknoloji & Uzay
Artırılmış Gerçeklik – Teknolojide Gerçeklik Algısı Değişiyor!

Zaman geçtikçe teknolojideki “gerçeklik” algısı da değişiyor. İki boyutlu dünyaya eklenen her boyutta biraz daha gerçekçi bir dijital deneyim elde ediyoruz. Peki, bu süreç nasıl başladı? Gerçeklik artarken neler oldu? Pokemon Go oyun dünyasını nereye taşıdı? Gelin birlikte bakalım.
“Bu da ne? Beni tavşana çevirmiş!”
Günümüzde bu bizi çok şaşırtmıyor değil mi? Biraz meraklı olan okurlarımız yirmi yıl kadar önce çok ilginç bir dönemin yaşandığını görebilirler. Bu dönem Apple, Sinclair, Atari, Nitendo, Commodore (Amiga ) gibi kimi İngiltere kimi Almanya kimi de Amerika menşei girişimciler, IBM Personel Computer Klonlarından ayrı olarak oyun ve eğlence sektörüne yönelik ‘EV’ bilgisayarı geliştirmeye başladılar. Bu alanda Atari co. Oyun sektöründe çok bildik bir konumdaydı. Yapılan oyunlar oldukça sade ve Monocrom ya da sekiz renk olarak programlanabilmekteydi. Taşınabilir kolay kullanım hedeflenen tasarımlarda Sinclair bir hesap makinesi gibi küçük eğlenceli ürünler üretse de Nitendo, tak oyna tarzı tasarımı ve oyunlardaki kolay yapısı piyasalarda aranır duruma getiriyordu. Tam bu sıralarda 16 renk verebilen ve kolayca evlerimizdeki televizyona takılıp JoyStick (oyun kolu) boş zamanların eğlenceli arkadaşı oluvermişti. Bu süreçte Apple sadece eğlence değil evde iş de yapılabileceğini ve üstün özelliklerin sadece iş bilgisayarlarında olmayacağını göstermek istiyordu. Aynı zamanda ilk Laser Printer sürücüsünü eklemiş ve bununla da ofiste de yer edineceğini umuyordu.
İnsan Yüzü Tanıma Teknolojisi Doğuyor
Tam da bu sıralarda 3D (üç boyutlu) similasyon oyun yazılımları ortaya çıkmaya başladı. Commodore Amiga serisi, renk kısıtlamalarını kırarcasına 16.7 milyon ton içerisinden 4096 renk tonunu gösterebildi. Hızlı teknolojik gelişimlere bu saydığımız çoğu girişimci ayak uyduramayarak ilk zamanlardaki parıltıyı kaybettiler fakat İlk filizlenmeler de o dönemde başladı. Çok yetersiz de olsa sanallaştırma ve sanal gerçeklik denemeleri uygulamaları yazılım, donanım olarak uygulama alanları aradı. Bir üniversitede yazılım projesi olarak başlayan insan yüzü tanıma projesi daha sonra yazılım dünyasında çok ilgi çeken bir alana kapı açmış oldu.
Mavi Kırmızı Gözlükler
Önceleri WebCam ile beraber yanında verilen yazılımlarla Real Time görüntüler üzerine bindirilen canlandırmalar basit bir uygulama olarak eğlence için kullanıldı. Araştırmalar bununla da kalmayıp en ilkel “Mavi Kırmızı Gözlüklerle” izlenilen filmlerdeki gerçeklik geliştirilmeye başlandı. Mavi ve Kırmızı renkli 3D gözlüklerin bazı dezavantajları vardı. Renkler çok gerçekçi olmuyor ve bir süre sonra göz ve baş ağrısına sebep oluyordu. Televizyonla bu deneyimi evlere taşıma fikri ile bazı türleri sağ sol göz senkronizasyonu için bataryalı gözlükler bazıları ise özel filtrelenmiş sağ sol gözlük filmleriyle, televizyon içerisine yerleştirilmiş bir grafik işlemcisi ve 3d sanallaştırma yazılımıyla oldukça başarılı ürünleri bizlerle buluşturmuşlardır.
Bununla ilgili bir anımı paylaşmak istedim. Evimize büyük bir merakla aldığımız televizyonun bu 3d özelliğini denerken kimi korkuyla irkiliyor kimi hayretle bakıyorken diş teknisyeni kayın pederim ki geçmişte bir kaza sonucu retina yırtılması nedeniyle sol gözünde ileri görme kaybı yaşamıştı. Merakla siz neden bu kadar korkuyor, heyecanlanıyorsunuz diyerek bakmak istedi. Fakat görme kaybı nedeniyle o etkiyi yaşayamamış bizler içinde oldukça üzüntü nedeni olmuştu. Dolayısıyla her iki gözün de sağlıklı olması bu teknoloji için şart olduğunu biraz acı da olsa fark etmiş olduk.
Pokemon Go Dönemi
Yine bir zamanlar küçültme yarışında olan mobil telefon üreticileri, gelişen ekran panellerinin yardımıyla küçülen bir monitörü cep telefonuna dönüştürmüş ve dokunarak kontrol fikrini gerçekleştiren Apple ile bambaşka bir deneyimin kapısı da açılmıştı. Her zaman olduğu gibi oyun yazılımcılarının yeni arayışlar ve yeni bir şeyler üretme çabaları Dünya’da çığ gibi büyüyen bir tutkuya dönüşecek Pokemon Go oyunu ve onu takip eden binlerce uygulamalar geliştirilmeye başlandı. Artık hepimiz için bu çok yabancı bir teknoloji değil. Fakat görünen o ki gelecekte bu teknoloji telefonu açtığınızda karşınızda bir yapay zekâ ile donatılmış bir artırılmış gerçeklikle karşılaşmanız çok uzak bir gelecek değil. Eğitimde sanal bir öğretmen veya bir kütüphane gibi direk hayatınıza dokunacak sanallıklar içerisinde olacağımız çok belli. Günümüzde reklam amacıyla veya bir ürüne yönelttiğinizde o ürünün özelliklerini yapısını üç boyutlu olarak sunan uygulamalar sürekli geliştirilmekte. Bakalım gerçeklik daha nasıl değişecek ve dönüşecek…