Dünya Uyuşturucu Kullanımı Ve Kaçakçılığıyla Mücadele Günü’nde Uyuşturucu Bağımlılığı ile İlgili Yapılabilecekler

Bugün 26 Haziran Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığıyla Mücadele Günü. Tüm dünyada madde bağımlığının önüne geçmek için ilan edilen bugünde, uyuşturucunun kişinin hayatına ve tüm hayata zararlarını ve bununla ilgili neler yapılabileceğini birlikte hatırlayalım.

Dünyada her yıl 200 bin kişi uyuşturucudan ölüyor. Uyuşturucu kullananların sayısı ise 250 milyon. Uyuşturucu kullanan kişiler, bu bağımlılıktan kurtulamazken yaşam kaliteleri ve sağlık durumları da ne yazık ki sıfırı tüketiyor.

Uyuşturucu kullanımında;

-Bağışıklık sistemi zayıflıyor, vücut her türlü virüs ve hastalığa açık hale geliyor.

-Kan damarları ve kapakçığı zarar görüyor, kalp krizi riski artıyor.

-Daha fazla mesai yapmak zorunda kalan karaciğer, hasar görüyor.

-Bulantı, kusma ve karın ağrısı kişinin hayatına yerleşiyor.

-En büyük zararı ise beyin görüyor. Felç ve kalıcı beyin hasarı riski daima yüksek oluyor.

-Paranoya, Saldırganlık Halüsinasyonlar, Unutkanlık, Hafıza Kaybı Bağımlılık, Karar verememe, Düşünmeden hareket etme Kontrol kaybı ve daha fazlası görülüyor.

-Kişi çevreye uyum sağlayamıyor, her şeyden uzaklaşarak psikolojik bir çöküntüye giriyor. Bu çöküntü onu maddeye daha çok bağlıyor.

Peki Ne Yapmalı, Ne Yapmamalı?

Yeşilay, bağımlı kişilerle ilgili yapılıp yapılamayacakları şöyle özetliyor:

Ne Yapmalı?

-Eğer kişi maddenin etkisi altında ise onunla bu durumda konuşmanın yararı olmaz.

-Kendinizi hazır hissetmeden onunla konuşmayın.

-Açık, samimi ve inandırıcı olun, öğüt vermeyin.

-Genellemeler yapmaktan kaçının.

-Korkularınıza dayanarak konuşmayın.

-Onu etiketlemekten kaçının, çünkü “kullanıcı olarak” etiketlenen kişiye yaklaşmak çok zordur.

-Önyargılarınızın farkına varın (“Bunlar iflah olmaz”), böylece yanlış iletişim kurma olasılığını azaltırsınız.

-Kendinizi onun yerine koymayı deneyerek onun düşünce, yaşantı ve korkularını anlamaya çalışın.

-Uzman yardımı alması için samimi bir yaklaşımla onu ikna edin.

 

Ne yapmamalı?

 

-Kabullenmeme-İnkâr: “Yok, benim çocuğum asla kullanmaz.”

-Kendini ve eşini suçlama: “Bu çocuk senin yüzünden böyle oldu.” “Biz iyi anne-baba olamadık.”

-Hayal kırıklığı, çaresizlik duygusu: “Ben seni bunun için mi yetiştirdim?” “Her şey bitti, artık hiçbir şey eskisi gibi olamaz.”

-Öfke: “Benim böyle bir çocuğum olamaz!”

-Çocuğu suçlama ve aşağılama: “Senden hiçbir şey olmaz.”

-Uç kararlar alma: “Okul hayatın bitti.”