Video Oyunları Bağımlılığı Ne Kadar Tehlikeli? | Özçekim
Eğlence

Oyun Teknolojileri ve Video Oyunları Bağımlılığı Ne Kadar Tehlikeli?

Video oyunları çağımızın popüler interaktif eğlence araçlarından birisi. Peki, oyunlar ne kadar masum? Yararları, zararları neler? Bağımlılık yaratıyorlar mı? Ya da her şeyden evvel “Bağımlılık nedir?”

Genel olarak bağımlılık tanımı için, onun kriteri için şöyle diyebiliriz. Davranış bırakıldığı zaman sinir, stres, gündelik hayatta bir boşluk, gündelik hayatı devam ettirememe gibi durumlar ortaya çıkıyorsa ya da kişinin gündelik işlevselliği bundan etkilenmişse, gündelik hayatına devam edemez duruma geldiyse bunu bağımlılık olarak tanımlarız.

Video Oyun Bağımlılığı Zararlı Mı?

Video Oyun Bağımlılığı Zararlı Mı

Sosyologlar bu konuyu şöyle değerlendiriyor:

“Genel bir bakış var. Bağımlıysan mutlaka zararlıdır ya da zararını mutlaka görürsün diye. Aslında bağımlılığın üzerinde biraz daha konuşmak lazım. Çünkü ben çok ağır kimyasal, çok ağır fiziksel bağımlılıklar dışındaki tüm bağımlılıkların sanıldığı kadar bağımlılık olmadığını düşünüyorum. Bir şeyi seviyorsak ona bağımlıyızdır. Gerçekten kurtulmak istiyorsak kurtuluruz. Her bağımlılığın içinde bir frenin boşalma anı, bir kontrolün elden gitme anı olabilir.”

Haydi, o zaman esas soruya gelelim. Video oyunları yararlı mı zararlı mı?

Sosyolojik ve psikolojik tüm değerlendirmeler göz önünde bulundurursak şu sonuca çıkabiliriz:

Oyunlar ne yararlıdır ne zararlıdır. Oyunlar bir eğlence unsurudur. Oyunun içindeki ögelerin size ne kattığı önemlidir.

Online Oyun Bağımlılığı

Online Oyun Bağımlılığı

Gelelim online oyunlara. Farkı ne, sorumluluk yüklüyor mu? Peki, neden daha çok bağımlılık yapıyor bu oyunlar?

Öncelikle bu oyunların kişiye yeni bir sosyal hayat imkânı kurduğunu hatırlayalım. Kişiler, online oyunlarda sadece oyun oynamıyor. Arkadaşlıklar ediniyor. Hem de gerçek hayattan daha fazla arkadaş. Bu, onları sürekli oyuna geri çağırıyor. Oyundaki diğer hayat, kişiye gerçek hayatından daha cazip geliyor.

Tayvanlı Chen Rong-Yu’nun internet kafede oyun oynarken ölmesi, Koreli bir ailenin Prius Online oynarken evde bebeklerini aç bırakmaları sonucu bebeğin ölmesi gibi oyunlar yüzünden pek çok can kaybı ortaya çıkıyor. Bilgisayar oyunları öldürüyor mu?

Bu bir otokontrol meselesi. Sadece oyun da değil, her konuda kontrolü sağlayamamak, hiç beklenmeyen sonuçlara sebebiyet veriyor. Bir oyuna, elzem ihtiyaçları unutacak kadar kapılmak; kişinin tamamen kendisiyle ilgili değil mi sizce de?

Hayatı oyun olmuş insanlar da var. Oyunlar olmasa ne yapacağını şaşırmış şekildeler. İşe otokontrol sanıyoruz ki tam da bu noktada önemli. Uzman görüşü bu konuya da şöyle yaklaşıyor:

“Oyunlar hayatın ne aracı olabilir ne de amacı. Oyunlar bir entertainment yani eğlence unsuru. Bir insanın hayatının merkezinde müzik olması için ya müzisyen olması lazım, ya müzik eleştirmeni olması lazım. Müzikle ilgili bir iş yapıyor olması lazım. Oyunlar benim hayatımın merkezinde, çünkü işim bu. Ama oyunlarla ilgili bir iş yapmayan insanların hayatının merkezinde de olabilir. O kişinin bir dizi, bir film, televizyona ayırdığı zaman ne kadarsa oyunlara aynı miktarda süreyi ayırabilir. Şu doğrudur diyebileceğimiz kesin bir ölçüt yok. Hayatında boş zaman olarak değerlendirebileceği ne kadar zaman varsa onu isterse oyunlara gömer. İsterse işini, okulunu bırakır daha da çok zamanını oyunlara gömer. Ama bunun getireceği olumsuzluklara da kendini hazırlamış olması gerekmektedir.”

Büyüdükçe Daha Çok Bağımlı Olmak

Büyüdükçe Daha Çok Bağımlı Olmak

Hayatta yıllar aktıkça bizden bir şeyler de gidiyor. Oyunlar ise interaktif olarak çok güzel maceralar deneyimlememizi sağlayabiliyor.

Peki, bir de psikoloğa danışalım. Psikolog gözü, bu konuda ne düşünüyor;

“Büyüdükçe hepimiz bir şeyleri kaybederiz. Çocukken hepimizin 4 tane 5 tane hayali vardır ve bunları bir arada yapabileceğimizi düşünürüz ama başka bir şeyleri kazanmak için bunları kaybetmek zorundayız. Oyun oynarken aynı anda bir tenisçi olabilirsin, sonra güreşçi olabilirsin, sonra çok hızlı araba kullanan birisi olabilirsin. Başkalarının yerine geçme deneyimi, sahip olamadığın şeylere sahip olma deneyimi heyecan verici bir şey. Yetişkinler için de bu bir fırsat. Farklı deneyimlere açık olabilme kapasitesini tetiklediği için bu aslında oldukça güzel bir durum.

Bağımlılık davranışı bir tür kendini yatıştırma davranışı olduğu için kendini yatıştıramayan kişilerin buna daha çok yöneldiğini görürüz. Ya da içsel boşluk deneyimi çok yoğun olan insanların buna yöneldiğini görürüz. İçsel boşluk derken, kendi zihnini takip edememe, iç dünyaya kurulu genel bir bilgi sahibi olamama durumundan bahsediyorum.

Abartılan Her Şey Zarar

Abartılan Her Şey Zarar

Evet, her şey daha uyarıcı ve hareketli geliyor oyunlardan sonra. Ancak sanıyoruz ki önemli nokta gerçek dünyayı ve sanal dünyayı birbirine karıştırmamak. Sonuçta Super Mario gerçek hayatta yok. Kısaca video oyunları ne yararlı, ne zararlı. Sınırını bilip gerekli noktaya koyduğunda oyunlar amacına ulaşmış oluyor. Sonuçta her şeyin fazlası zarar…

Buna da Göz At

Close
Close