Filmlerden Daha Sağlam Senaryolara Sahip 5 Disney Animasyonu

Animasyon film, büyüklerin çocuklar için yapıldığı düşündükleri için kimi zaman burun kıvırabildiği, genellikle izlemekten kaçındığı filmler. Ancak bir hikayeyi çizerek anlatabilmenin verdiği özgürlük bazen ortaya filmlerden çok daha özgün ve yaratıcı işler çıkabilmesini sağlıyor. İşte sınırsız hayal gücü ile film senaryolarına taş çıkartan 5 harika animasyon film!

Ratatuy 2007

(Ratatouille) Yönetmen: Brad Bird, Jan Pinkava

Fareler genellikle çok iyi koku alma yetenekleri olan, bir peynir gördüklerinde yemek için her tehlikeyi göze alan, peynir yerken adeta kendilerinden geçen hayvanlar. Aslında bu özellikleri onları çok iyi bir aşçıda yapabilir.  İşte bu fikirden yola çıkarak hayata geçirilen Raratuy isimli  animasyon filminde en büyük hayali aşçılık olan tarla faresi Remy’i izliyoruz. Her gün televizyonda izlediği efsane şef Gousteau’ya hayran olan Remy, onunla tanışmanın hayallerini kurar ve bir gün istediği fırsatı yakalar. Şef’in mutfağındaki çömez bir aşçı onu gizlice restoranın mutfağına alır. Çömez şef, Raratuy’un tavsiyelerine uydukça ortaya inanılmaz lezzetler koymaya başlar ve meşhur olur.

Ters Yüz 2015

(Inside Out) Yönetmen: Pete Docter, Ronnie Del Carmen

2015 yapımı bu animasyon film çocukluktan büyüklüğe adım atmanın sancılı sürecini birçok filmden daha iyi anlatıyor. Hem de henüz ergenlik çağına girmemiş bir kız çocuğunun beyninin içinden… Kızın zihninde bir kumanda odası görüyoruz.  Bu odanın kontrolü 5 duygunun elinde: Üzüntü, Neşe, Öfke, Korku, Tiksinti. Kız çocuğunun doğumundan beri kontrolü elinde tutan Neşe, kızın çocukluğunun geçtiği evden taşınmaları ile kontrolü kaybediyor ve paniğe kapılıyor. Bu ise kızın hem zihninin içinde hem de dış dünyada kimi zaman hüzünlü, kimi zaman eğlenceli olaylar yaşanmasını sağlıyor.  Filmin sonlarına doğru Neşe ve Üzüntü’nün bir uzlaşmaya varması, büyüme sürecinin başarıyla ve zekice aktarılmasını sağlayıp, herkesi kendisine hayran bırakıyor.

WALL-E 2008

Yönetmen: Andrew Stanton

Gelecekte geçen bu animasyon filmde insanlar dünyayı tabiri caizse adeta bir çöp gezegenine çevirmişlerdir. Dünyada sadece tek bir kişi yaşamaktadır. Bu kişi ise hurdaları toplama görevi verilmiş şirin ve komik robot Wall-E’den başkası değildir. Ancak Wall-E’nin yalnızlığı dünyada bir bitki fidesinin filizlenmesi ile değişir. Bitkiyi incelemek için gelen gemiden EVE adlı robot iner. Wall-E kendisinden çok daha teknolojik bu robota adeta aşık olur. İkisi insanlığın geleceğini kurtarma şansı bulacakları bir maceraya başlar.

Yukarı Bak 2009

(Up) Yönetmen: Pete Docter, Bob Peterson

İşte 7’den 70 e sinema salonundaki herkesi hem eğlendiren hem de göz yaşlarına boğan bir animasyon… Carl, yaşlı ve emekli bir balon satıcısıdır. Eşiyle birlikte hep gitmenin hayalini kurduğu Güney Amerika’daki bir şelaleye maddi imkansızlıklardan dolayı bir türlü gidemez. Ancak eşini kaybettikten sonra yaşadığı yalnızlık onu evine balonlar bağlayarak bir yolculuğa çıkmaya sevk eder. Bağladığı balonlarla evinin içindeyken, gökyüzünde bir yolculuğa çıkar. Ancak yanında kaçak bir yolcu olduğunu fark eder. Bu da 8 yaşında bir çocuktur. Yaşlı ve çocuk hayatın iki farklı çağındaki bu iki insan, konuşan köpeklerin ve türü tükenen kuşların da dahil olduğu renkli, heyecanlı bir macera yaşar.

Oyuncak Hikâyesi 3 2010

(Toy Story 3) Yönetmen: Lee Unkrich

İşte efsane serinin 3. Filmi. İlk filmde çocukluk çağına tanık olduğumuz Andy artık büyümüştür ve üniversiteye başlayacaktır. Evden ayrılıp yurda yerleşecek olması evdeki oyuncaklar için tavana kaldırılma ya da çöpü boylama anlamına gelmektedir.

Kovboy Woody, Andy’nin favori oyuncağı olarak onun yanında gider. Ancak hayal kırıklığı yaşayan  Astronot Buzz ve diğer oyuncaklar çöpe gitmektense yakın bir yerdeki çocuk yuvasına gitmeyi tercih ederler ve evden kaçarlar. Hepimizin çocukluk çağında oyuncaklarla kurduğumuz bağ ve onların biz yaşlandıkça temsil ettiği değerlere çok güzel değinen bu animasyon filmi, izleyen herkeste derin izler bırakıyor.