Eğlence
Değişen Yemek Söyleme Kültürümüz – Telefonla Uzun Adres Tariflerinden Tek Tık’a…

2018’in sonlarına geldiğimiz bugünlerde yemek söyleme kültürümüzün de nasıl çeşitlenip şekillendiğini net bir şekilde görebiliyoruz. Eskiden gittiğimiz restoranlardan magnet alır, duvarımıza yapıştırır ev telefonlarımızdan söylerdik. “4 lahmacun 2 ayran” der, adresimizi detaylı detaylı tarif ederdik.
Bir yerden sonra adres tarif etmeye gerek kalmadı. Çünkü telefon ekranlarında numaralar gözükebilir hale geldi ve numaralara adres atandı. Böylelikle sadece “4 lahmacun 2 ayran” demek yeterli hale geldi.
Bir sonraki aşamada ise internet akıllı telefonlarımıza geldiğinde işler daha da değişti. Artık magnet alma devri tamamen bitti. Şöyle ki, akıllı telefon öncesi de bilgisayarlarımızda internet vardı ancak çok az ve özel web siteleri mevcuttu. Akıllı telefonlarımızla gelen internette ise internet çöplüğe dönüşmeye başlamıştı bile. Bu yüzden de pek çok şey mevcuttu. Bunların içerisinde yemek söyleyebileceğimiz yakın yerleri görmek de vardı. Ve telefonlarını telefonumuzdan bulmak suretiyle daha önceden gitmediğimiz bir restoranı da arayıp sipariş verebilir hale gelmiştik. Kaydetmeye bile gerek olmadan, internette dilediğimiz restoranın numarası mevcuttu.
Evde Yemek Yapmaya Değer mi?
Günümüze gelmeden ufak bir parantez açalım. Dışarıdan yemek söylemek yer yer tercih zaten ediliyor. Peki maliyet olarak, emek vermek, uğraşmak olarak evde yapmaya değer mi? Bu yemeğe ayırdığınız bütçeye, zamanınıza göre değişir. Bir kere yemek yapmak rahatlatan, keyif veren bir iş. Ancak herkes beceremeyebilir. Tabii öğrenci evinde yumurta, makarna ile beslenen gençler için uygun sayabileceğimiz çiğ köfte söylemek bile uzun vadede kârsız kalacaktır.
Aslına bakarsak tabii ki de evde yapmaya her zaman değiyor ve değecektir. Sadece maddi olarak çok düşünmesi gerekmeyen ve zamanı çok kısıtlı olan insanlar için işin şekli farklı olabilir. Hatta sağlıklı beslenmek istiyorsa, günün tüm öğünlerini, kalori, protein hesaplarıyla gönderen bazı firmalar bile mevcut. Ev yemeklerini, pizzaları her şeyi kolayca bulabiliyor olmak, eskiden daha yoğun hissedilen “Dışarıdan söyleniyorsa sağlıksızdır.” düşüncesini de biraz kırıyor.
Ve Günümüz…
Günümüzde yemek söylemek için telefonlarımızdan veya bilgisayarlarımızdan, online şekilde seçebiliyoruz. En yaygın kullanılan yöntem de bu. Dilediğimiz restoranı bulup, hızını, servis kalitesini ve lezzetini bile puanlayabiliyoruz. Böylelikle daha doğru tercihlere yönelebiliyoruz. Temsili de olsa fotoğrafını gördüğümüz bir yemeğin detaylarını da tek tek belirtebiliyoruz. Mesela bir waffle söylediğimizde beyaz çikolata mı siyah çikolata mı istediğimizi, çilek mi muz mu istediğimizi, pasta süsü mü, incir mi istediğimizi… gibi gibi detayları kolaylıkla seçebiliyoruz.
Yemek Sepeti
Peki bunu söylediğimizde aklınıza hangi web sitesi geldi? En az %99’unuzun aklına muhakkak yemeksepeti gelmiştir. Çünkü bu işi başlatan site o. Büyük bir yenilik olarak geldiğinde şok olmuş, “Nasıl yani kimseyle konuşmadan yemek mi gelecek?” demiştik.
2001 yılında Nevzat Aydın’ın CEO’luğunda hizmete açılan site, ilk kez 2004 yılında günde 1.000 siparişe ulaştı ve sonra önlenemez yükseliş sürdü. bu rakam 2008’de 10.000’e çıktı ve arttıkça arttı. Neyse ki konumuz yemek sepetinin tarihçesi değil…
Aslında Tek Değil
Yemek söylediğiniz başka bir site var mı? Muhtemelen yoktur. Ancak o kadar çok alternatif var ki, şaşırmamak elde değil. Mesela http://www.adreseyemek.com/ veya https://www.yemekmotoru.com/ Bunlar dışında da var. Açıp tutmayan da çok var.
Pek çok firma durumu çok da beğenmiyor. Ve kendi sitelerini kurup kendilerinden söylemelerini istiyorlar. Mesela McDonald’s bile kendi uygulamasını indirenlere özel kampanyalar yapıyor. Siparişe özel milkshake, hamburger gibi ikramlar yapabiliyor. Çünkü yemeksepeti’nde kâr marjları düşebiliyor veya daha yüksek fiyattan vermek durumunda kalabiliyorlar…
Bakalım önümüzdeki günler daha nasıl gelişmelere sahne olacak. Son olarak; günümüzde yemek söylemek yeterince pratik ve verimli mi? Yorumları bekliyoruz…