Eğlence
Çok Oyunculu Oyun Kültürü; Multiplayer

Geçmişten günümüze oldukça değişen bir kavram, multiplayer… Çok oyunculu oyunlar eskiden atarilerde arkadaşımız, kardeşimiz ile yan yana oynanırken şimdi dünyanın bir ucundaki kişiyle bile oynayabiliyoruz…
Kardeşsen Luigi’sin!
Tabii ki, ne sandınız? Koskoca abiniz veya ablanız size 1. Oyuncu olma fırsatını verecek miydi? O 5 kuruş pahalı olsun, kırmızı olsun der, kırmızı kırmızı Mario’suyla oyuna başlar, bölümleri geçer geçer, yanınca yeşil Luigi ile sıra da size geçer. 80’lerin sonu, 90’ların başında doğan nesil eğer tek çocuk değilse bu durumu muhakkak yaşamıştır.
Kısa Kablo Sorunu
Tabii Mario hariç Battle City (Tank 90), Street Fighter gibi oyunlarda aynı anda da oynama imkânımız oluyordu ki, bunun da keyfi ayrı güzeldi. Ancak o kısa kablolar yok mu? Joystick’i elimize aldığımızda ister istemez tüplü televizyonun içine gömülmek durumunda kalıyorduk. Neyse ki önce kablolar uzadı, ardından da tamamen hayatımızdan çıktı.
Peki Ya Tek Kişilik Oyunlar?
Eğer Atari’ye sahip olma imkânınız olmadıysa (ki aslında ismi Atari bile değil, Türkiye’dekiler daha farklı idi) okulda, sınıftan bir arkadaşınızın evine gidip oynamak istenebiliyordu. E haliyle. Atari salonları her yerde olmayabiliyordu. Ancak o da ne? Evine gittiğiniz Mustafa (haydi Mustafa olsun) yeteneksiz yeteneksiz, yana yana oyunu oynasa da o bir saat oynuyorsa, size sadece on dakika fırsat gelirdi. Paylaşımcılık biraz düşüktü. Tam biraz da ben oynayayım derken Mustafa’nın annesi gelip de, “Haydi artık ödevlerinizi yapın, sıcacık oldu alet dinlensin.” Diyoluğunu da benzer şekilde yaşadıysanız, siz de bizdensiniz.
Gelişen Teknolojiyle Değişen Hayatlar
Gelişen teknoloji ve internet hayatın pek çok alanında bizlere kolaylık getirdi. Özellikle yılan oyunu oynayıp, bir de birilerini arayabildiğimiz telefonlar (ki o bile zamanına göre gayet gelişmiş bir teknoji) günümüzde laptop’a olan ihtiyacımızı bile büyük ölçüde yok etmiş durumda. Bu yazıyı neden bilgisayarda yazıyorum? Çünkü daha pratik. Dokunmatik biraz daha uğraştırıcı. Bir şey izlerken neden monitör kullanıyorum? Çünkü daha büyük. Neden konsolda oyun oynuyorum? Çünkü daha kaliteli. Bunlar ne? Kişisel keyif. Yani efendim, kişisel keyfi bir kenara bırakırsak telefonda aslında yapamadığımız bir şey kalmadı bile.
Amerika’daki Arkadaşı Invite Ettim
Benim için hayatta teknolojide yaşadığım en büyük şok, Amerika’daki arkadaşımla FIFA oynayabildiğim zaman olmuştur. Dönemin popüler oyun dergisi CDOYUN’da çalışan Göktuğ Yüksel’e yazı örneğimi attığımda yıl 2003’tü. Bilgisayarın açılması bile ciddi süre alıyordu. Mailin gitmesi bile ilginç geliyordu. Ve günler sonra dönüyordu. (Sık mail kontrol edilen bir dönem-iş değildi) Sonra yolumuz o dergide kesişti. Ama 2008 senesinde XBOX360 konsolumda yaşadığım şok apayrıydı. Arkadaş olarak eklemiştim Göktuğ’yu. FIFA 08 oynuyordum. Bir baktım, online oldu, beni davet etti. Bir de kulaklık bulmuştum. Sonra resmen sohbet edip aynı anda karşılıklı FIFA oynayabiliyorduk. Arada takılmalar, kopmalar olsa da, bugün çok basit gelen teknoloji o dönem uzay gibi bir şeydi…
Multiplayer’ın Zirvesi
Günümüz dönemi için multiplayer oyunculuğun zirvesi diyebiliriz. Arkadaşlarımızla yan yana oturup kablosuz kollarla beraber oynadığımız oyunlar yine var. Eskiye göre oldukça azalmış olsa da bu tarz oyunlar, Tavsiye isterseniz Broforce ve A Way Out ile arkadaşınızla, kardeşinizle çok hoş vakitler geçirebilirsiniz. Bunun dışında aşırı gelişen akıllı mobil cihazlarda PUBG’ler, Kafa Topu 2’ler oldukça revaçta. Ve yazıyı yazdığım gün (1 Ekim 19) Call of Duty gibi dev bir markanın mobile oyunu da çıktı. İster telefonda, ister konsolda, ister PC’de. Yapay zekayı daima yenecek multiplayer keyfi her yerde. (Tek kişilik hikâyeli oyunların yerleri apayrıdır, ama yerleri farklı.)(Kendiyle çelişti.)(Son.)