Eğlence
Bir Kafenin Pahalı Olduğunu Anlama Yöntemleri
Hesap geldiğinde gözlerinizi fal taşı gibi açmak istemezsiniz… E, kafeye oturup menüye şöyle bir bakıp bir anda “zengin” kalkışı yapmak da istemezsiniz. O halde, bir kafeye gitmeden önce pahalı olup olmadığını baştan anlayın. İşte çok masum hatta tatlı gözükse de bir kafenin bağıra bağıra “Ben pahalıyım!” dediği anlar:
Tabletle Gelen Menü
Sanki kâğıdın nesli tükenmişçesine garson size tabletle geldiğinde anlayın ki o kafe size pahalıya patlayacak. Her ürünün gruplandırıldığı ve tek tek fotoğraflarla açıklandığı dokunmatik tabletli menüler, sizin için bir pahalılık sinyalidir.
Cam Kavanozlar…
Sanki bardağın nesli tükenmişçesine garson limonatanızı, soğuk kahvenizi, meyve suyunuzu bir kulpu olan kavanozda getiriyorsa, orada bir durun deriz. Bu bir sinyalden başka hiçbir şey değildir.
Kahvenin Üstündeki Şekiller…
Kahvenin üstüne süt, öylece dökülüp bırakılmamışsa, garson kahvenize şöyle güzelce bir şekil çizmişse belli ki size bir pahalılık mesajı yollamıştır. Siz kahveye hayran hayran bakarken kahveye baktığınız her dakika bile adisyona fazla fazla işliyor olabilir…
Menüdeki Upuzun Yabancı İsimler
Makarnaya makarna demek varken şöyle havalı upuzun bir isim yazıyorsa, günün çorbasının bile adı başkaysa, var bu işte abartı; aman dikkat!
Yarısı Boş ve Süslü Tabaklar
Söylediğiniz yemek şöyle büyük bir tabakta gelmişse ancak yemek tabağın yalnızca bir köşesinde derli toplu şekilde duruyorsa, diğer tarafta sadece süs varsa; cüzdanı boşaltmaya hazır olun.
Ahşap Olan Her Şey…
Bir kafedeki ahşap olan her şey pahalılık sinyalidir. Ahşap baharat değirmenleri, ahşap servis tabakları, ahşap masaları… Ahşaba dair her şey sizi biraz düşündürebilir…
Çok Fazla İlgilenen Garsonlar
Adeta kişi başına bir garson düşüyor ve hepsi sizinle ilgileniyor, bir tek sırtınıza yastık koymadıkları kalıyorsa, birazcık işkillenebilirsiniz.
Sizin eklemek istedikleriniz var mı?