Doğayı Sev | Özçekim
Doğa

Doğayı Sev

Doğanın bir dosta ihtiyacı var. Çevreye verilen her zarar doğayı bizden uzaklaştırmakta…

Birkaç saniyeliğine gözlerini kapat ve yeşili düşün. Camı açtığında temiz havanın evin içerisine girdiğini, yeşilin tüm tonlarının etrafını sardığını, canlı ve mutlu bir doğanın içerisinde olduğunu düşün…

Dünyamız Kirleniyor

Üzerinde yaşadığımız yeryüzü geçen her zamanda sağlığını, güzelliklerini kaybetmeye devam ediyor. Sen bu yazıyı okurken şu anda milyonlarca atık doğayla buluşuyor, deniz maviliğini kaybediyor, ormanlar tahrip oluyor, temiz havamız azalıyor… Çevreye en büyük etkisi olan insan, kendini doğadan uzaklaştırıyor. İnsanların toprağa attığı radyoaktif atıklar, fabrikalardan salınan zararlı gazlar, çarpık kentleşme, bilinçsiz ilaç ve gübre kullanımı gibi davranışlar çevreyi hasta ediyor. Her yıl okyanuslara atılan 8 milyon ton plastik, canlıların yaşamını tehdit ediyor, suların kirlenmesine sebep oluyor.

Plansız ve bilinçsiz atılan her adım, her davranış; havamızı, topraklarımızı, sularımızı, canlıları olumsuz yönde etkiliyor. Bu duruma dur demek, çevreyi korumak demektir. En önemlisi temiz bir sayfa açmak demektir.

Çöp Kutuları Boş

Yollar, kaldırım kenarları, çimenlik alanlar ve denizler çöplerle dolu. Çöp kutularına gidilmeden çöpler her yere atılıyor ve doğa bu atıklarla kaplanıyor. Tükettiğimiz ya da kullandığımız çoğu ürünün doğada kaybolması uzun yıllar sürebiliyor.

Plastikler ısı ve nemden etkilenmemektedir, bu sebeple doğada kaybolma süreçleri uzun sürmektedir. Petrolden üretilen naylon poşetler, uzun sürede kaybolurken çözünmeye başladıklarında etrafa kimyasal saçmaktadırlar. Sigaranın filtresi selüloz asetattan yapıldığı için uzun sürede kaybolmaktadır.

Plastik ambalajlar, teknolojik atıklar, cam şişeler 1000 yıldan uzun bir sürede yok oluyor. Plastik torbalar 1000 yıllık bir süre zarfı içerisinde doğadan kayboluyorken, pet şişeler 400 yılda, piller 300 yılda, straforlar 5000 yıldan fazla bir sürede kayboluyor, sigara izmaritleri ise 2 yılda…

Yok oluş süreleri ne olursa olsun atıklar çevreye değil atık kutularına atılmalıdır. Atıklar, doğadaki tüm canlılara zarar vermekte.  Çevremizdeki çoğu yerde bulunan ve sıklıkla karşımıza çıkan geri dönüşüm kutularını kullanmaya özen göstermeliyiz. Kaynakların tükenmesini önlemek adına, çöp miktarını azaltmak için geri dönüşüm kutularına çöplerimizi atmalıyız. Geri dönüşüme kazandırılan plastik, metal ve diğer atıklar doğamızı korumamızı ve tasarruf etmemizi sağlayacaktır.

Ağaçların Hikâyesi

Avustralya’da yaşayan, geçmiş yıllardan günümüze gelebilen Boab Ağacı, doğamıza yeşillik katmaya devam ediyor. 500’lü yaşlarında olduğu düşünülen ve Bahreyn’de köklerini salan Hayat Ağacı, üretmeye devam ettiği oksijenle ismi gibi bizlere hayat vermeye devam etmekte. Bir diğer sağlık kaynağımız Avrupa’da yaşıyor. Avrupa’nın en yaşlı ağaçlarından biri olan Oliveria do Mouchao, binlerce yıllık geçmişine rağmen hala zeytin üretmektedir. 4000’li yaşlarında olan Zonguldak’ta bulunan Porsuk Ağacı, havayı kirleten gazlarla mücadele etmeye devam etmektedir. Şile’de yaşayan Gran Abuelo Ağacı, 9000’li yaşlarıyla hala çevre kirliliğiyle mücadele etmekte.

Uzun yıllar yaşamış olan, yaşları oldukça büyük rakamlardan oluşan ağaçlar yaşama tutunmaya devam ediyorlar. Tabii günümüzde gittikçe artan kirlilik sebebiyle canlıların da yaşam mücadelesi zorlaşabiliyor. Ekosisteme fayda sağlayan canlılar besin kaynağı, iklim, doğal afetler bağlamında verimli ve üretken canlılardır. Canlıların beslenme şekillerinden çalışma şekillerine, avlanmalarından yaşadıkları bölgelere kadar tüm hayatları, doğanın kendi sistemi içerisinde fayda sağlayan olayları oluşturmaktadır. Ağaçlar, bitkiler hatta yaşam kaynaklarımıza destek olan tüm canlılar temiz bir dünya için çalışırken, bizler de onlara yardımcı olmalıyız.

Kirli Nefes

Şöyle temiz bir havayı içimize çeksek ne güzel olurdu değil mi?

Vücuda canlılık veren, kanı temizleyen, beyin sağlığına katkıda bulunan yaşam kaynağımız temiz hava, herkes için çok önemli. Tabii gittikçe kirlenen çevremiz gibi aldığımız oksijende kirlenmekte… Hava, insan kaynaklı sebeplerin yanı sıra doğal kaynaklardan ötürü de kirlenmektedir. Yanardağların volkanik faaliyetleri, doğal sebeplerden ötürü oluşan orman yangınları çevre kirliliğinin sebeplerindendir. Fabrika bacalarından çıkan kimyasal gazlar için alınmayan önlemler, kalitesiz yakıt kullanımı, taşıtlardan çıkan gazlar da havamızı kirletiyor.

Gittikçe kirlenen hava dünyayı sarmaya başlıyor. Kirli havanın en çok olduğu ülkeler ise Çin, Hindistan, Katar, Polonya şeklinde ilerlemekte. Ülkemizde kirlenen hava dolayısıyla tehdit altında olan ülkeler arasında. Önlem almak ise bizlerin elinde…

Çevre Kirliliğinin Sonuçları

Çevremize, doğamıza bakınca yok olan yeşilliği, temizliği görebiliyor, artan ve artmaya devam edeceğinin farkında olduğumuz kirliliği de görebiliyoruz. Tek kullanımlık şeffaf plastik atıklar sera etkisi yaparak ısıyı emiyor ve orman yangınlarına sebebiyet veriyor. Plastiklerin imhası sırasında açığa çıkan gazlar da çevreye zarar veriyor. Plastik atıkların kullanılması sadece çevreye değil insan vücuduna da zarar vermekte. Plastik atıkların yanı sıra kimyasal atıkların da ciddi sonuçları bulunmakta. Bazı maddeler üzerinde yanıcı etkisi yaratan bu atıklar tehlikeli durumlara yol açabilmektedir. Ekolojik dengeyi bozan ve asit yağmurlarına, yeraltı suların kirlenmesine sebep olan kimyasal atıkların bilinçsizce kullanılmasının önüne geçilmelidir. Zararlı atık sularının doğayla buluşması tüm döngüyü etkilemektedir. Doğal kaynaklarla buluşan atık suları toprağı olumsuz şekilde etkilemekte, yetişen ürünlere zarar vermektedir. Sadece toprağı ve ürünleri değil atık suları havayı, yağmur sularını da olumsuz açıdan etkileyebilmektedir.

Küresel ısınmanın kapının eşiğinde olduğunu biliyoruz. Yıllardır dile gelen ve herkesi endişelendiren konulardan birisi… Küresel ısınmanın etkilerinin sebebi ise doğaya verilen zararlı faaliyetlerden kaynaklanmaktadır. Atmosferde artmaya devam eden sera gazlarının etkisiyle iklim değişiklikleri ortaya çıkmakta ve küresel ısınmayı tetiklemektedir. Küresel ısınmanın etkisiyle buzullar erir. Bazı bölgelerdeki kasırgalar, sağanak yağışlar ve sellerde artış olurken bazı bölgelerde de kuraklık artışı gözükmektedir. Mevsimlerin sıcaklıklarının değişmesiyle birlikte doğanın dengesi bozuluyor, hayvanların göç dönemleri değişiyor, bitki örtüsü azalıyor, hastalıklar artıyor… Doğru tüketim, doğru önlemler ve koruyacağımız doğa ile önlemler alınabilir.

Yitip giden canlı türleri, azalan, su kaynakları, erozyon oluşumu, beslenme sorunları, enerji kıtlığı ve daha nice sorun tüm dünyayı yavaş yavaş sarmakta. Sebebini ise biliyoruz; çevreye verilen zarar… Ortak bir sorun olan çevre kirliliği, ciddi olarak ele alınması gerekilen bir konu. Özellikle internette dolaşırken bazen de televizyonlarda karşımıza çıkan görüntüler iç karartacak kadar kirli.

Burnundan pipet çıkartılan kaplumbağa, boyunlarında plastik halkalarla dolaşan kuşlar, çöplerin üzerine yuva yapan kuğular, mideleri plastikle dolan balıklar, poşetlerle mücadele eden ahtapotlar… Küçülen yaşam alanları, yanlış ilaçlama, küresel ısınma gibi ortaya çıkan sonuçlarla birlikte birçok hayvan ve bitki türü yok oldu, yok olmaya da devam etmekte. Çevreye verilen her zarar milyonlarca canlının hayatına mal olmakta.

Yeşilin en güzel tonları azalmaya devam ederken, gri tüm soğukluğunu hissettirerek dünyamıza yayılmaya devam ediyor. Canlı türleri azaldıkça oksijenimiz de, sağlığımız da beraberinde azalıyor. Doğal kaynaklarımızı, kendimizi, canlıları, gelecek nesilleri korumak için doğamızı koruyalım.

Buna da Göz At

Close
Close