Yakın Çekim
Oltalar Suyun Altında Karıştı, Mantık ve Duygular Birbirine Girdi: Devlet Tiyatrosu-Bayrak
Merhaba! Bu sayfada her hafta sizlerle bir tiyatro oyununu buluşturduğumuzu artık biliyorsunuz. Ancak iddia ediyoruz ki bu denli farklı bir oyunu hiç izlememiş olabilirsiniz. Bu hafta Devlet Tiyatroları’nın ödüllü oyunu Bayrak’a değecek satırlarımız. Anlatırken bile afallamamak elde değil. Umarız suyun altında oltalar karışmaz. Bu ne mi demek? Buyurun…
Tanıtım Bülteninden
Berkun Oya’nın yazdığı Bayrak’ta, polisiye bir cinayetle bir ailenin trajik çöküşünün öyküsü anlatılır. Hayatın içinden yakından tanıdığımız öykülerin yeni bir anlayış ve estetik arayışla çağdaş bir görünüm kazandığı bir oyun Bayrak. Karısını öldüren oğullarının eve gelmesiyle birlikte Anne ve babanın, yaşamları bir anda alt üst olur. Oğulların eşleriyle yaşadıkları mutsuz ilişkiler üzerinden aile kavramı, iletişimsizlik ve şiddet olguları sürprizli kurgu ve içeriğiyle sorgulanır. Sıradan bir karı koca ihanetinin cinayetle son bulan sıra dışı öyküsünde sahte ve gerçek olanın ikiliği de önemli bir tartışma konusudur.
“Başkasının çocuğu olsaydı ne yapardın, soruyorum sana, senin çocuğunu öldürseler ne yapardın, herkes birinin çocuğu…”
“Senin kardeşin benim kalbime burnunu soktu!…Oltalar suyun altında karıştı.”
Oltalar Suyun Altında Karıştı
Oyunda kullanılan ilk cümle “Oltalar suyun altında karıştı.” Meğer bu cümle, aynı zamanda oyunun yazılış hikâyesiymiş. Berkun Oya, şöyle özetliyor:
“Yaklaşık beş yıl tamamen uzaklaştım tiyatrodan. Sonra bir gün, sebebini hatırlamıyorum, kaşlarımı çatıp alnımı kaşıdığımı hatırlıyorum, “Oltalar suyun altında karıştı” dedim durduk yerde içimden, sonra bir kâğıda yazdım bu cümleyi, arkası çorap söküğü gibi geldi, Bayrak oyununu yazdım.”
Bir Anlık Cinnet En Korkak İnsanın Bile Gözünü Karartır
Oyun, bir ailenin en garip, en hüzünlü anıyla başlıyor. Tüm tüyleri ürperten bir müzik, kapı eşiğinde ne yapacağını düşünen ve oradan oraya gezinen bir anne, sandalyesinde dertli dertli oturan bir baba ve onların bu haline sebep olan çocukları.
Anne rolünde tüm ustalığı ve anneliğiyle Gönen Aykaç,
Baba rolünde tüm babalığıyla Ali İpin
Küçük çocuk rolünde tüm duygu değişimleri, geçişleriyle bir his ustası Berkay Tulumbacı
Abi rolünde, rolünü tüm sahiplenmişliğiyle Murat Sarı
Evin küçük oğlu, üstelik evin korkaklığıyla tanınan küçük oğlu bir gün eve akılların bile alamayacağı bir suçla gelince…
Bir anlık cinnet, en korkak insanın bile gözünü karartır mı?
Doğduğu andan itibaren çocuklarının her hatasını örten aile; onlar büyüyüp daha büyük hatalar yaptığında da o hataları affeder mi?
“Sana gelmiş çocuk; babasına gelmiş. Aklını kaçırmadı ya bu çocuk…”
“Neye yardım edeyim? Köpek kovalamış da ondan mı kaçmış gelmiş?”
Her Olayın Arkasındaki O Bilinmeyen
Tüm suçların, olayların arkasında bir kırılma noktası var mıdır? Ya olaylar hiç de sandığımız gibi değilse?
Bayrak, kozmik zamanın baştacı olduğu ve detaylarıyla seyirciyi şaşırtan bir oyun.
Seyircileri karşılayan ve bahçe manzarası taşıyan dekorun bir anda zamanla birlikte değişmesi; adeta bir sihirli değnek etkisi yaşatıyor. Bu değişimler, izleyicinin ağzını açık bırakırken, tüm detaylar oyunun profesyonelliğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Oyunun öyle can alıcı bir noktası daha var ki bu detayı daha önce görmemiş olabilirsiniz. 2 perdeden oluşan oyunun arasında izleyiciler molaya çıksa da oyun sahnede devam ediyor.
Oyunun büyüsünü daha de arttıran bu detayda kadın baygın yatarken adam düşünüyor, geziniyor, düşünüyor… Bu sahne böylece 15 dakika sürüyor.
Ve artık izleyicinin oyunu içselleştirmemesi neredeyse imkânsızlaşıyor.
Abinin Kaderi Kardeşe
Abinin kaderi kardeşine geçerken; abi kendi hayatında yapamadıklarını kardeşininkine uygulayacak mı?
“Abim iyi değil. Karısının bir fotoğrafını kesmiş, kartona yapıştırmış, yanına da bir kalem asmış; ne bu diyorum, “bayrak” diyor. Abim iyi değil baba!”
Alışılmadık bir olay olsa da hayatın içine ve herkese çok yakın bir oyun Bayrak… Dekor, oyuncular ve tüm detaylarla adeta önce bir görsel şölene sonra da mantıkla duyguların birbirine girdiği bir oyuna dönüşüyor.
Oltalar, suyun altında gerçekten karışıyor.
Zaman geçişlerinin, uzun montajların efektlerin yer aldığı o yüksek prodüksiyonlu filmleri canlı olarak, hiçbir montaj, müdahale olmaksızın yalnızca tiyatro öğeleriyle izlemek isterseniz Bayrak oyunun hiç vakit kaybetmeden izleyerek, tiyatro kültürünüzde yeni bir sayfayı aralayın.