Yakın Çekim
Ayşe Tatile Çıksın: Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 44. Yıl Dönümünde 9 Adımda Kıbrıs Harekâtı

Türkün gücünü, inancını kenetlenmesini bir kez daha gözler önüne sererek tarihe kanıt olarak bırakan bir harekât; Kıbrıs Barış Harekâtı! Kıbrıs’taki Türklerin yaşadığı zulmü ortadan kaldırmak sebebiyle TSK tarafından başlatılan ve “Ayşe tatile çıksın” parolasındaki zeki detayla dünya tarihine damga vuran Kıbrıs Barış Harekâtı’nı 44. yılında unutulmaması gereken detaylarla adım adım anlatıp analım.
1-) Kıbrıs’ın Mevcut Durumu
Türkiye için her anlamda önemli bir konuma sahip yavru vatan Kıbrıs’ta 1963 yılından beri Kıbrıs Türkleri, baskı ve saldırılara maruz kalıyor, ülke yönetimine katılamıyordu. Ada, Yunanistan’a bağlanmak isteniyor ve bu sebeple Türklere daima engeller konuyordu. Bu baskılar, 1974 yılına dek artarak devam etti. Bu kargaşanın içerisine ülkede yaşanan darbe de eklenince tehlike hepten arttı. Türk’ün sesini kısmak isteyen Rumlar’a artık “dur!” demek gerekiyordu.
2-) Türkiye…
Türkiye’nin bir gözü her zaman Kıbrıs’taydı. Türklere yapılan zulüm herkesi rahatız ediyordu. Bardak artık dolmuştu, harekete geçmek için tek bir kıvılcım bekleniyordu. Dönemin başbaşkanı Bülent Ecevit; adaya ortak müdahale için İngiltere’nin kapısını çaldı. Ancak teklifi kabul görmedi. Çözüm için birkaç görüşme daha yapıldı…
3-) 19 Temmuz Gecesi
19 Temmuz gecesi, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Sisco, Ankara’ya geldi. Çözüm toplantısına oturuldu ancak hiçbir sonuca erişilemedi. Yapılan görüşmelerin hiçbir sonuca erişmeyeceği anlaşıldığında sonuç belliydi… Sisco ile yapılan görüşmeler esnasında Ankara’dan tüm diplomatik temsilciliklere şu mesaj yayıldı:
“Kıbrıs’taki darbe sonucunda anayasal düzen yıkılmıştır. Türkiye garanti anlaşmasının danışma mekanizmasını işletmiş, ancak bir sonuç alamadığından dolayı bu sabah şafakla birlikte Kıbrıs’a tek taraflı bir şekilde müdahale edecektir. Stop”
4-) 20 Temmuz 1974 06.10
20 Temmuz sabahı, Bülent Ecevit; radyodan şunları söyledi:
“Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kıbrıs’a indirme ve çıkarma harekâtı başlamış bulunuyor. Allah milletimize, büyün Kıbrıslılara ve insanlığa hayırlı etsin. Bu şekilde insanlığı ve barışa büyük hizmette bulunmuş olacağımıza inanıyoruz. Öyle umarım ki kuvvetlerimize ateş açılmaz ve kanlı bir çatışma olmaz. Biz aslında savaş için değil, barış için, yalnız Türklere değil, Rumlara da barışı getirmek için adaya gidiyoruz. Bu karara ancak tüm politik ve diplomatik yolları denedikten sonra mecbur kalarak vardık. Bütün dost ülkelere, bu arada son zamanlarda yakın istişarelerde bulunduğumuz dost ve müttefiklerimiz Birleşik Amerika’ya ve İngiltere’ye meselenin müdahalesiz halledilebilmesi, diplomatik yollardan halledilebilmesi için gösterdikleri iyi niyetli çabalar için şükranlarımı belirtmeyi borç bilirim. Eğer bu çabalar sonuç vermediyse, elbette sorumlusu, bu iyi niyetli gayretleri gösteren devletler değildir.
Tekrar bu hareketin insanlığa, milletimize ve tüm Kıbrıslılara hayırlı olmasını dilerim. Allah’ın milletimizi ve bütün insanlığı felaketlerden korumasını dilerim.”
5-) Ve Harekât!
Ve 20 Temmuz sabahı 06.05’te Kıbrıs Harekâtı başladı. Adaya hem havadan indirme hem de denizden çıkarma yapıldı. 35-40 bin arası asker, adanın kuzeyinde yerini aldı. Rumlar, karşı taarruza geçse de bu konuda çok başarılı olamadılar. Harekât 22 Temmuz gününe dek sürdü. O gün Girne’ye girildi, Lefkoşa’ya ilerlendi; Girne-Lefkoşa hatları birleştirildi. Derken…
6-) Ve Ateşkes!
Birleşmiş Milletler, barış için yapılan bu harekâtı “işgal” olarak değerlendirdi. Ve şu mesajla ateşkese davet çağrısında bulundu:
“Uluslararası güvenlik ve barış için ciddi tehlikeye yol açan ve bölge üzerinde olağanüstü infiale müsait bir ortam yarattığından Birleşmiş Milletler ciddi bir endişe duymaktadır… Tüm devletlerin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğüne saygı duyması gerekir… Yabancı askeri müdahaleye derhal son verilmelidir.”
Türkiye, bu ateşkes çağrısını kabul etti ve harekât durduruldu.
7-) Ya Sonra?
Ateşkes kabul edildi, harekât durdu ama Rumlar sözünde durmadı… Rumların işgal ettiği Türk yerleşim yerleri boşaltılıp Birleşmiş Milletler’e teslim edilmedi, esir alınan Türkler serbest bırakılmadı, askerler çekilmedi… O esnada Cenevre görüşmeleri devam ediyordu ancak bu görüşmelerde de Türklerin istekleri yerine getirilmedi… Ateşkes sonrası planlanan hiçbir söz, madde yerine getirilmeyince yapılacak olan belliydi… Dönemin Dışişleri Bakanı Turan Güneş’e Ecevit’ten bir mesaj vardı…
😎 Ayşe Tatile Çıksın…
Cenevre’deki görüşmelerden hayır gelmeyeceği belli olunca, Bülent Ecevit 11 Ağustos sabahı, Turan Güneş’e şu mesajı iletti:
“Turan Güneş Bey’e söyleyin, Ayşe tatile çıkmak istedi. Hazırlıkları tamam. Eğer işi uzayacaksa gitmesini söyleyeceğim.”
Ayşe, Turan Güneş’ın kızıydı. Ve telefonların dinlenmesi ihtimaline karşı, “Ayşe tatile çıksın”, Ecevit’le Turan Güneş arasındaki harekât parolasıydı.
Turan Güneş, Cenevre’den hiçbir sonuç elde edemeyince Bülent Ecevit’i aradı; “Ayşe tatile çıksın” dedi. Ve 2. Harekât böylece başladı…
9-) Ayşe Tatilde, Ayşe Zaferde!
Ayşe tatile çıktı. 2 Harekât’te Türkiye büyük bir başarıya imza attı. Türkiye, tüm dünyaya güvenliğini ve Kıbrıs Türklerinin de dünyanın her yerindeki Türklerin de güvenliğini hiçbir zaman tehlikeye atmayacağını kanıtladı. Bir milletin birbirine kenetlenmesinin ne olduğunu gözler önüne serdi…
Tüm şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz