O Ayakkabıyı Alırken İki Kere Düşün. Çünkü…

İhtiyacımızla isteklerimiz arasında bir yerde, ikisinin de adını konduramadan öylece yaşıyoruz. Bazen bir ayakkabı, bir çanta vb. görüyor, bir anlık ona sonsuz duygular besliyor, bir anda ona sahip olma gayesiyle sarsılıveriyoruz. Tesellimizse belli: İhtiyacım vardı!

Peki, ona gerçekten ihtiyacımız var mı? O olmasa ayağımız çıplak mı kalır mesela?  Abartı cümleler olduğunu düşünmeyin. Bir şeyin ihtiyaç olması için ona ilk yani gerçek anlamıyla gereksinim duymanız gerekiyor.

Yani o ayakkabı, yani o çantayı, yani o elbiseyi aldığımızda bir ihtiyacımızı karşılamıyoruz; yalnızca tatmin ediyoruz. Ve asla bitmek bilmeyen bir tatmin duygusu, bizi bir anda alışverişin esiri ediyor.

Bu tüketim oyununu, bu kapitalizmi, bu bitmek tükenmek bilmeyen alma hissini artık yenmemiz gerekemiyor mu?

İşte, geçtiğimiz dönemlerde kimliği belirsiz hesap veya hesaplar tarafından sosyal medyaya bir video bırakıldı. Kısa sürede yayınlanan video, “O çok beğendiğiniz ayakkabının videosunu merak ediyor musunuz?” gibi başlıklarla yayınlandı.

İzleyen herkesi derinden sarsan ve sorgulatan bu hikâyeyi izlemenin tam sırası diye düşündük.