Yakın Çekim
17 Ağustos Depremi’nin Ardından Olağan Yeni Depreme Hazır Mıyız?

Bugün 17 Ağustos 2018. Bundan tam 19 sene önce saatler sabaha karşı 03:02’yi gösterdiğinde merkez üssü İzmit’in 11 kilometre güneydoğusunda olan Gölcük depremi yaşanmış ve tam bu deprem tam 45 saniye sürmüştü. Ama bizzat yaşayanlar için her bir saniye bir saat gibiydi. 18.373 kişinin öldüğü, 48.901 kişinin de yaralandığı bu depremde onanmaz yaralar oluşmuştu.
O günden sonra kentsel dönüşümle pek çok bina yenilendi. Peki olası yeni bir depreme hazır mıyız?
Olası Depremin Herkes Farkında
Prof. Dr. Şükrü Ersoy açıkladı;
“Yabancı ve yerli yer bilimcilerinin ortak fikri; gelecekte Marmara Denizi içerisinde 7’den büyük bir deprem olabileceği ve beraberinde yıkıcı bir tsunami dalgası oluşabilir. En kötü senaryoya göre deprem büyüklüğü 7.7’ye bile varabilir. Elbette ülkemizde büyük deprem oluşturabilecek pek çok fay kuşağı bulunmaktadır. Ama nüfus, yapı, finansal yoğunluk açısından Marmara’yı daha çok konuşmamız gerektiği bir gerçektir. Bu yüzden Marmara’daki deprem sorunu bir milli güvenlik sorunu gibi el alınmalıdır. Değişime bağlı olarak yaşanan aşırı kış ve yaz koşulları, şiddetli fırtına ve hortumlar, sel ve su baskınları, heyelan ve toprak kaymaları artık şehirlerimizde sıkça yaşanan sıradan olaylar haline gelmiştir. Bunlar doğal kaynaklı değil, insan kaynaklı şehir afetleridir. Son günlerde İstanbul’un bazı ilçelerinde yaşanan toprak kaymalarında tek suçlu olarak ilan edilen şiddetli yağışlar kötü mühendislik örneği defolu inşaatları ifşa etmiştir.”
Peki Hazır Mıyız?
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı AFAD’ın başkanı Mehmet Güllüoğlu, herkesin aklındaki bu soru hakkında açıklamada bulundu;
“Bu soru tek başına AFAD’ın cevaplayabileceği bir şey değil. Bu soru İstanbul’da yaşayan her bireyle, her bir kurumla, özel sektörle, hep beraber açıklamamız gereken bir soru. AFAD olarak müdahale konusundaki kapasitemizi 1999 yılına göre çok ileriye taşıdık, çok iyi bir yere geldik. Ancak afet yönetimi dediğimiz şey sadece arama, kurtarmadan ibaret değil. Arama, kurtarma bundan 30-40 önceki yapının önem verdiği bir kavram. Kentsel dönüşüm, şehirlerin dönüşümü, bireylerin eğitim, ilkyardımın yaygınlaştırılması ulaşımın sağlanması gibi konular tamam olduğunda ancak o zaman tam olarak hazırız diyebiliriz. Afet yönetimi birlikte çalışmayı gerektirir. Bugünden dantel gibi öreceğiz biz bu çalışmayı ki, en sonunda istediğimiz yere varabilelim. Afet yönetimi bitmeyen bir süreçtir. Afet yönetimi birbirini tekrarlayan stratejik planlar gibidir. Yaparsınız, ilerlersiniz, sonra tekrar kontrol eder bir daha baştan planlamaya başlarsınız. İnsanoğlu tabiatla, yeryüzüyle beraber yaşamayı öğrenmek zorunda.”
Umuyoruz ki olabilecek en az şiddetle, tsunamisiz ve olağan en az zararla olası tehlikeleri atlatıyor oluruz.