Kültür - Sanat
Konuştuğunuz Dil, Dünyayı Nasıl Gördüğünüzü Değiştirebilir… Mi?
Bir çalışma, ana dilinizin etrafınızdaki dünyayı nasıl gördüğünüzü etkileyebileceğini ileri sürdü. Bu çalışmayı Journal of Psychological Science dergisinde yayınlanan makalede, insanların belirli bir renkli şekli görüp görmeyecekleri gibi belirli şeylerin kendi dillerine bağlı olabileceği öne sürülüyor. Çalışma, Berlin’deki Humboldt Üniversitesi’nde Martin Maier ve Rasha Abdel Rahman tarafından yönetildi.
Aslında çok basit bakarsak bunu doğrudan da hissedebiliriz. Mesela Türkçe’de “Ruhum daraldı” deriz. Bu sıkılmanın ötesinde bir şeydir ve İngilizce’deki I’m bored’la denk değildir. Google translate’ten “Ruhum daraldı”yı çevirmeye çalıştığımızda “My spirit has narrowed” gibi bir sonuç ortaya çıkıyor ve bu, asla karşılamıyor. Sadece bir örnek…
Konuştuğumuz dilin düşüncemizi şekillendirdiği ve yeni bir dil öğrenmenin bile düşüncemizdeki büyük değişikliklere yol açabileceği fikri, bu fikrin başlangıç noktası. Maier ve Rahman, “Dilin görsel ayrımcılığı modüle ettiğini gösteren kanıtlar olsa da, dil yapısı ve bilinç arasındaki ilişki hakkında çok az şey biliniyor” diyorlar.
Konuyla ilgili yapılan çalışmalarında 28 Yunan konuşmacı, 29 Alman konuşmacı ve 47 Rus konuşmacı görevlendirildi. Yunanca ve Rusça’nın her ikisi de “açık mavi” ve “koyu mavi” renkler için özel kelimeler mevcut. Ancak “mavi” kelimesi doğrudan kullanılmıyor. Almanca’da ise mavi için özel bir kelime var. Diğer tonlar içinse “açık mavi” gibi niteleyicilere güveniliyor.
Deneye katılan gönüllülere renkli bir arka plan üzerinde 13 farklı renkli şekil ve bir noktada ortaya çıkacak olan gri bir yarım daire verildi. Bununla birlikte, beş durumun dördünde bir üçgen de ortaya çıkacaktı ve araştırmacılar bunun fark edilip edilmediğini öğrenmek istiyorlardı. Beyin dalgaları aktivitesini ölçen cihaz Elektroensefalografi (EEG) de o anda aktif olarak kullanıldı.
Denemeler bittiğinde gönüllülerin, gördükleri üçgenin ne renkte olduğunu söylemeleri istendi. Almanlar mavi ile yeşil arasında bir fark bulamadılar ancak Ruslar tıpkı Yunanlılar gibi kolayca üçgeni de yakalayabildiler ve tasvir olarak mavinin tonlarına yeşilden daha yakın olduğunu söylediler. Yani Almanlar için mavi ile yeşil arasında hiçbir farkı yoktu, ama Rus katılımcılar, tıpkı Yunan katılımcılar gibi üçgenin yeşil tonları yerine mavi tonlarıyla daha kolay fark edildiğini belirttiler.
EEG sonuçları ile birleştiğinde, araştırmacılar bunun dilin bazı şeyleri nasıl gördüğümüzde rol oynayabileceğini gösterdiğini düşünüyorlar. Bizim ana dilimiz, bilinçli olarak algıladığımızı belirleyen güçlerden birisi olarak ortaya çıkıyor.
Çok büyük bir çalışma değil, lakin oldukça ilginç ve dünya görüşünüze yeni bir boyut katabilir. Bu bir dil oyunu ve belki de yeni bir dil öğrenmek bu farkındalıkla daha heyecanlı olacaktır. Her dilde farklı bir algı kazanma konusundaki senin fikrin nedir?