Kara Mizah Tiyatrosu: İkinci Dereceden İşsizlik Yanığı
Kültür - Sanat

Kahkaha ve Gözyaşı, Bir Kara Mizah Tiyatrosu: İkinci Dereceden İşsizlik Yanığı

Bu haftaki tiyatro molamız; ödüllü bir Devlet Tiyatrosu, İkinci Dereceden İşsizlik Yanığı. Bu defa yalnızca İstanbul’da değil; tüm Türkiye’de oynanan bir oyunu ele alarak herkesi bu oyunu izlemeye davet ediyoruz.

Oyunu Bir Kelimeyle Özetleyecek Olsaydık: Empati

Empati 2. Dereceden İşsizlik Yanığı, izleyiciye empati duygusunun kapılarını sonuna kadar yaşayan bir trajikomedi. Berkay Tulumbacı’nın çok renkli oyunculuğu, olay akıcının sürükleyiciliği ve konunun bilinirliğiyle birleşince oyun, bir anda adeta bir şölene dönüşüyor.

İzleyici, 2001 krizinde, üniversiteyi bitirip askerden yeni dönen bir gencin, iş arama öyküsünün her bir anına tanık oluyor.

“Bir Cumhurbaşkanı, Başbakan’ın kafasına anayasa fırlatırsa, tesadüf bu ya, siz de o gün askerden dönmüş bir üniversite mezunu olarak iş aramaya başlasanız nasıl bir sürecin içinde bulurdunuz kendinizi? Güzide memleketimizin insan kaynakları uzmanlarının “modern metotlarla” hazırladığı başvuru-eleme-cevap bekleme badirelerini aşmaya çalışmak bir yandan, eşe dosta, aileye karşı işsiz konumunda…” (oyun tanıtımı)

Tek Kişilik Oyun Algısına Yeni Bir Bakış

Tek Kişilik Oyun Tek kişilik bir oyun olan ve 2 perdeden oluşan oyun; tek kişilik tiyatro algısını daha ilk anlarından itibaren yıkıyor. “Yok ben tek kişilik oyun sevmem, sıkılırım.” diyenler, bu oyunla önyargılarını bir kenara bırakmalılar çünkü Berkay Tulumbacı, aslında sahnede yalnızca canlandırdığı karakter değil. Hem işsiz genç, hem anne, hem polis, hem hemşire… Tek sahne, tek kostüm, tek oyun; aynı anda kaç duyguyu canlandırır, kaç sahneyi oynar, izleyiciye kaç farklı rolü sıkmadan tanıtır, sevdirir? Tüm bu soruların cevabı, İkinci Dereceden İşsizlik Yanığı’nda gizli.

Ekonomik Krizin Kara Kaplı Anı Defteri

Ekonomik Krizin Kara Kaplı Anı Defteri Yayınlandığı çoğu ilde, çoğu sahnede kapalı gişe oynanan oyun, daha önce birçok ödüle layık görülmüş ve adeta Devlet Tiyatroları’nın aranan yüzü olmuş. Oyunun içerisinde ara ara karşımıza çıkaran karikatürler de olaylarla öyle bağdaşıyor ki seyirciyi bir anda kendini olayın içinde buluyor.

İş arayan gencin çektiklerini biraz kahkaha biraz acıyla anlatan oyunda, seyirci kendinden bir parça buluyor.

Acının bir süre üstünde durulduğunda tatlı etkisi olur ya hani… İşte, tatlı-acı bir öykü bu.  Hüngür hüngür ağlarken bir anda gelen bir gülme isteğinin öyküsü. Aynı yollardan geçen tüm gençlerin, çocuğu iş arayan tüm anne-babaların toplantısı. Bir krizin tarihe damga vurmuş bir ekonomik krizin kara kaplı anı defteri.

Tek kişilik gibi gözükse de aslında dev bir kadrodan oluşan oyundan çıktıktan sonra adeta birçok karakter ve oyuncudan oluşan bir oyun izlemişsiniz gibi hissedeceksiniz. Hatta sanki sadece bir oyun izlemiş değil, bir öyküye dâhil olduğunuzu zannedeceksiniz.

Buna da Göz At

Close
Close