Hayatınıza İlham Katacak Kitap Bir Çift Yürek’ten Yolunuza Işık Olacak Alıntılar

Marlo Morgan- Bir Çift Yürek, ruhsal bir yolculuğun öyküsüdür. Şehir hayatına alışmış bir kadının Aboriijin kabilesine katılmasıyla başlayan öyküde hayata ve insanlığa dair birçok detay bulunur.

Nesnelere olan bağlılığımız, doğayı rahatsız etmemiz, doğadan aldığımızı ona asla geri vermemiz, ölüme, acılara korkularla bakışımız ve daha fazlası… İnsan olmak birçok kusur içerebilir ama bu, her kusurun ilhamının kendi içimizde olduğu gerçeğini değiştirmez.

Bu güzel romandan içimizi ısıtan alıntıları sizinle de paylaşmak istedik:

Ayaklara Ninni…

Önümde yere oturdu, ayaklarımı kucağına aldı ve o yıl yaralarımı yedirirken bir türkü tutturdu. Bir annenin bebeğine söylediği tarzda son derece rahatlatıcı bir ninniydi sanki dinlediğim. Bu sözlerin anlamını sordum:

“Ayaklarından özür diliyor. Onlara da ne minnettar olduğunu anlatıyor. Bu gruptaki herkesin ayaklarını nasıl övdüğünü söylüyor ve onlardan iyi ve güçlü olmalarını istiyor.  Yaraları ve kesitleri geliştirecek özel sesler çıkartıyor. Sesinin tonunu bedenin içindeki sıvıların akması yönelik olarak değişiyor. Ayaklarına güçlü ve dayanıklı olmalarını öğütlüyor.”

 

 İnsan yüreğinden akan tek şeyin kan olmadığını öğrenmiştim.

 

Kimi zaman özel isteklerde bulunuyorlar ama bunu mutlaka “Eğer benim ve çevremdeki her türlü yaşam formlarının hayrınaysa” dileğiyle sona erdiriyorlar.

Gerçek insanlar, sesin varoluş nedeni olarak konuşmayı görmezler. Konuşmak, yürek ve akılla yapılır. Ses, konuşma amaçlı kullanıldığı zaman ortaya dökülenler boş sözlerdir içerikli olmazlar.

 

Kendimi bağışlamayı, yargılamamayı, ama geçmişten ders almayı öğrenmem gerekiyordu. Bana kabul etmeyi, içten olmayı ve başkalarının da aynını yapabilmesi için kendimi sevmeyi öğrettiler.

Sizin savaşlarınızda, birkaç dakika içinde binlerce kişi ölüyor. Belki komutanlarınıza savaşın 5 dakika sürmesi için anlaşmaları konusunda bir öneride bulunmak yerinde olur. Böylece tüm ana babalar savaş alanına gidelim her yeri gül çocuklarından geri kalan parçaları alır eve götürüp de varlar. Ondan sonra bir 5 dakika daha savaşıp savaşmamak söz konusu olursa eminim savaşlar biter.

 

 

Aslında hiçbir yerde, hiçbir hekimin, hiçbir zaman diliminde, hiçbir ülkede, tarihin hiçbir döneminde herhangi bir hastalığı iyileştirmemiş olduğuna eminim. Herkesin Şifacısı kendi içindedir.

 

 

Şifacı kadın bana şöyle bir soru sordu: Daima’nın ne kadar uzun bir zaman dilimi olduğunu anladın mı?

 

Yansıma ve Yargı

Tam karşımızda oturan kişinin, bizim bir yansımamız olduğunu düşünüyorlardı. O kişide gördüğümüz ve beğendiğimiz nitelikler, bizde de olan ve daha da güçlendirmek istediğimiz niteliklerdi. Bunun tam tersine o kişiden hoşlanmadığımız davranışlar, tavırlar da bizim üzerinde durmamız gereken yönlerimizdir. Kendi varlığımızda aynı gücü de güçsüzlüğü hissetmezsek, karşıdaki kişinin iyi veya kötü niteliklerini yargılamamız olanaksızdır.

 

İnsanlar ve yaşlanma konusu çok ilginç. Bir insana bu işin yapamayacak kadar yaşlanması. Sınırlandırılmış yararlılık. Hiç kimse işe yaramayacak kadar yaşlanmaz, diye ekledi birileri…

 

Esnek düşününce eklemlerde esnek oluyor. Artık ağrım kalmadı.

 

 

Gerçek gerçektir. Sen birinin canını acıtırsan, kendi canını acıtırsın. Birine yardım edersen, kendine yardım edersin. Kan ve kemik tüm insanlarda bulunur. Farklı olan yürek ve niyettir.

İnsanlar sınırlı bir anlayışa sahiptirler çünkü zamanı kendilerine ait bir sistem Ölçerler. Bugünün dışında bir kavramı algılayamazlar ya bu nedenle yarını hiç önem vermeden yok ederler.

Şimdi yaşamımın öyle bir noktasındayım ki durum son derece olumsuz bile görünse, ruhsal bir sınavdan geçmek fırsatını yakaladığımı görebiliyorum. Neler olup bitmekte olduğunu gözlemlemek ve onu yargılamak arasındaki ayrımı öğrendim. Her şeyin ruhsal zenginleşme için bir fırsat olduğunu öğrendim.