Kültür - Sanat
Derin Hayal Gücü ile “Ütopyalar Güzeldir” Dedirten Kitaplar
Kitaplar iyi ki var… Ama bazıları var ki derin hayal güçleriyle 7’den 77’e herkesi atmosferlerine alıp farklı dünyalara götürebilir. Ütopyaların güzel dünyasına adım atmak için sizi bu kitapların büyülü dünyasına davet ediyoruz.
Jose Saramago- Bilinmeyen Bir Adanın Öyküsü
Hafif üslubu ve kısa anlatımlarıyla bilinen Nobel ödüllü JoseSaramago; bilinmeyen hiçbir ada kalınmadığına inanılan bir dönemde bilinmeyen adayı bulabileceğine inanan bir adamın öyküsünü ele alıyor. “(…) ben bilinmeyen adayı bulmak istiyorum, o adaya ayak bastığımda kim olduğumu öğrenmek istiyorum, Bilmiyor musun ki, kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin, (…)”
Paulo Coelho- Simyacı
Tüm dünyada yedi milyondan fazla satan kitap Simyacı, PauloCoelho’nun üçüncü romanı. Aslı Portekizceden çevrilen eser, dünyayı gezmek ve kendini keşfetmek isteyen bir çobanın öyküsünü ele alıyor. “Bir şeyi gerçekten istediğin zaman, arzunu gerçekleştirmeni sağlamak için bütün evren işbirliği yapar.”
Antoine de Saint-Exupery- Küçük Prens
Tüm dünyada en çok satan kitap unvanına lâyık görülen Küçük Prens; Antoine De Saint Exupery tarafından bir otel odasında yazıldı. Küçük Prens’in gezegenler arası yolculuğunu ele alan eser sorduğu sorular ve cevaplarıyla büyümenin zorluklarını ele alıyor. Çocuk kitabı kategorisine ait olsa da her yaş grubu tarafından okunmaya devam ediyor. “Büyükler sayılardan hoşlanır. Onlara yeni bir dostunuzdan söz açtınız mı, hiçbir zaman size önemli şeyler sormazlar. Hiçbir zaman: ‘Sesi nasıl? Hangi oyunu sever? Kelebek toplar mı?’ diye sormazlar. ‘Kaç yaşındadır? Kaç kardeşi var? Kaç kilodur? Babası kaç para kazanır?’ diye sorarlar.”
Anton Pavloviç Çehov- Martı
Yalnızca yemek yemek üzerine kurulu olduğu iddia edilen martılardan birinin daha güzel uçmak, daha güzel yaşamak adına girdiği çabayı ele alıyor. Farklılığından ötürü tüm çevresi tarafından dışlanan martımızın öyküsü hayatla ilgili dersler veriyor. “Gözünle gördüklerine sakın inanma. Görünenlerin hepsi sınırlıdır. Anlayarak bakmaya, bildiklerinin ötesine geçmeye çalış. O zaman uçmanın anlamını da daha iyi öğreneceksin.”
Franz Kafka- Dönüşüm
“Gregor Samsa, bir sabah bunaltıcı düşlerinden uyandığında kendini yatağında dev bir örümceğe dönüşmüş olarak buldu.”Dönüşüm; ailevi yapıları, toplumsal sınıf ve ayrımları ele alarak göstergebilimden yararlanıyor. Kendini bir sabah uyandığından örümceğe dönüşmüş olarak bulan Greog Samsa’nın öyküsünde herkes kendinden bir parça buluyor. “Herkes beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor.”