Nerede bir örümcek ağı görsek, hepimizin aklına metruk, izbe bir yer gelir. Kimselerin uğramadığı terk edilmiş yerleri örümceklerin ziyaret ettiğini, ziyaret etmekle de kalmayıp mesken eylediğini düşünürüz. Peki bir örümcek neden ağ örer, ağ öreceği yeri nasıl seçer, nasıl düşünür ne nasıl hareket. Bu, bir örümceğin ağ kurma hikâyesi…
Her canlı, hayatta kalmak için avlanmaya ihtiyaç duyar. Her canlının avlanma şekli ise farklıdır. Örümcekler ise ağ örerek avlanırlar.
Ağlarını örmek için önce bir yer belirlerler ve bu yere giderek bacaklarıyla karın bölgelerine baskı yaparlar. Karın bölgelerinde “ipek bezi” ismini de taşıyan bir salgı bezi bulunur. Örümcek ağını oluşturan sıvı bu bölgeden salgılanır.
Örümcek ağ yapmayı kafayı koyduğunda sıvıyı karnının altındaki küçük deliklerden çıkarır ve bu sıvıyı bacakları yardımıyla ip haline getirir. Bu ipeksi-yapışkan sıvı, havanın etkisiyle sertleşir. Ve ağ, örülmeye başlar.
Her örümcek ağ örmeyeceği gibi örümceklerin ağları da farklı farklı şekillerdedir. Böcekler ve sinekler bu ağa değdiklerinde yapışır ve örümceklere av olurlar.
Ağları, yalnızca avlanmak için değil; yaşam alanları korumak için de örerler. Örümceklerin %95’i saklandıkları yerden çıkmamış, görünmeyen yerlerde yaşamıştır.
Örümcekler kendi ördükleri ağları yer ve bu ağları tekrar kullanmak üzere geri dönüşüm yaparlar.
Örümcek ağı, tabiatta en büyük esneme özelliğine sahip malzemedir. Ve örümce ağında ipeksi maddeler bulunur.
2014’te Nature dergisi örümcek ağlarıyla ilgili yayınladığı makalede ipeksi bu maddeyle ilgili şu bilgiler yayınlanmıştır:
“’Örümcek, vücudunda depoladığı yoğun kıvamlı bir sıvı sayesinde çelikten bile daha güçlü bir ürün elde ediyor. Bu durum, oldukça şaşırtıcı ve doğanın ne kadar büyüleyici olduğunu kanıtlıyor.’’
Örümcekler karıncalardan korkar ve kanları mavi renkte akar.
Örümceklerin ağ örme şekilleri ve ördükleri ağlar taklit edilemez derecede başarılıdır. Bu anlamda bu ağlara sanat eseri bile diyebiliriz.