Film - Dizi
Teknolojiye Ah Ettiren 5 Black Mirror Bölümü
Black Mirror dizisinin adını daha önce duymuş muydun? Eğer duymadıysan biraz bahsedelim. Black Mirror, yayın hayatına 2011 yılında başlamış bir bilimkurgu antolojisi dizisi. İnsanlığın teknolojiyle geldiği son noktanın ve en karanlık içgüdülerinin zıtlaştığı yakın bir geleceği ele alıyor. Her bölümü farklı senarist, yönetmen ve oyuncular tarafından çekiliyor ve birbirinin devamı olmaktansa ir kısa film tadı taşıyor. Günümüz çağının absürt yanlarını ortaya çıkarak trajikomik bir şekilde işleyen ve her bölümün sonunda verdiği mesajlarla teknoloji çağına ah ettiren Black Mirror! İşte tüyler ürpertici 5 bölümü:
2. Sezon 1. Bölüm – Hemen Döneceğim
Ölülerle iletişim halinde kalabilmeyi ele alan bölümde, Martha’nın ölen eşinin bir kopyasını yaptırarak acısını azaltma gayreti ele alınıyor. Yeniden kurulan bu bağlantıda Martha’nın yaşadıkları, ölümün esrarını da gözler önüne seriyor.
2. Sezon 4. Bölüm – Beyaz Noel
Birbiri içerisine geçmiş üç farklı öyküyü ele alan bölümde, beyinle ortaya çıkan suçlar teknolojinin ortaya çıkardığı cezalar ele alınıyor. Zamanın ve mekânın önemini yitirdiği bölüm; buluşların bazen insan beyni için korkunç sonuçlarına sebebiyet verebileceğini kanıtlıyor.
3. Sezon 1. Bölüm – Dibe Vuruş
Sosyal medyanın insanlığa getirdiği ” beğenilme, onaylanma, puanlanma” isteğinin ileri boyuttaki tehlikelerinin ele alındığı bölümde, istediği seviyeye gelmek için puan toplaması gereken bir kızın başından geçenler ve sosyal medyanın insanlara taktığı maska işleniyor. Bu bölümden sonra sosyal medyanın akıbetinden korkmamak elde değil…
3. Sezon 4. Bölüm – San Junipero
Ölümden sonra hayatı teknolojik bir tercihle mümkün kılan bölümde, uzay kanunları aşılarak dönemler, mekânlar arası yolculuk yapılıyor. Teknolojinin gücü bu bölümde de ölüm sonrası yeni bir yaşantı seçeneğiyle kanıtlanıyor.
3. Sezon 5. Bölüm – Acımadan Öldürmek
Bir askerin “böcek” sıfatı verdikleri yaratıkları öldürmek için giriştikleri operasyonda maruz kaldığı ışınlar sonucu gerçeği görmesi ele alınıyor. “Dil, din, ırk” kargaşasını da ele alan bölüm herkesin aynı olduğunu ve önceliğin “insan” olduğunu anlatan hümanist bir yaklaşım izliyor