Minyatür’ün Yeni Nesil Sanatçısı: M.Fatih Kara | Özçekim
2. Sayı

Minyatür’ün Yeni Nesil Sanatçısı: M.Fatih Kara!

Game Of Thrones’dan Minyatür olur mu?

Minyatürde bir padişahı görmek, bir yeniçeriyle rastlaşmak, bir cülus şenliği bulmak doğal peki ya Game Of Thrones’dan, Star Wars’dan bir karakteri görmek mümkün mü dersiniz? Fatih Kara ile artık mümkün! Nam-ı değer Yeniçeri Kahvesi…
Minyatür tarihimizin belki de en önemli sanat alanı. Resim ve heykelin boşluğunu hakkıyla dolduran, geçmiş devirlerin izlerini gözümüzde canlandıran minyatür yalnızca tarihi bir sanat alanı mı? Bu sorunun cevabını günümüzün en popüler ikonlarıyla çizdiği minyatürler ile Muhammed Fatih Kara veriyor. Üstelik onun minyatürleri eski Türkçe üslubuyla da eğlenceli hikâyelere sahip. Minyatürü günümüze uyarlayarak yaptığı çalışmalar ile sosyal medyada büyük ilgi toplayan Kara şimdi Özçekim’de…

Minyatür çizmeye nasıl başladınız?

“Bu hüsn-i Hudâyî ki Hudâ saña virüpdür, Mânî-i cihân yazmadı tasvîrüñe hem-tâ.” Fatih Sultan Mehmed’in beyitlerinden minyatüre bakacak olursak efsane nakkâşların dahi sevgilinin hüsnünü ve güzelliğini çizemediği bir sanat veya eski adıyla tasvîr. Devrinde resmin bizatihî kendisi veya resim denilince akla ilk gelen de denilebilir minyatüre. Aslında minyatüre alakam uzun bir dil macerasından sonra başladı. Üniversite yıllarında derslerden kaçarken uğradığım kütüphanenin sanat kısmında minyatür eserleri inceliyordum. Tabi çizmek gibi bir niyetim de pek yoktu. Sonra bir gün Evliya Çelebi’den bir hikâyeyi çizmeye çalışarak başladım. Öylece bu zamana geldi.
Bu alanda hala sanatçılar yetişiyor mu?
Tabii ki de. Gerek gelenekten geldiği şekilde çizenler, gerek kendi yorumunu katanlar bir çok insan var. Gerçekten de güzel şeyler de çıkıyor ortaya. Kısa bir internet araştırması ile birçok insana ulaşmak mümkün. Sadece Türkiye’de değil. Malumunuz minyatür Hindistan, Pakistan, İran ve sair doğu ülkelerinde geçmişten beri kendine has ufak farklılıklar ile minyatür üslubunda resimler çizildi ve çizilmekte.
Spot: Devrin Sanatçıları da Kendi Devirlerini Çiziyordu


Minyatüre günümüzden figürler ekleme fikri nasıl doğdu?

Aslında kendi döneminde bu işi yapan insanları ele alacak olursanız, yani minyatürün bir üslup olarak yaşadığı dönemleri; devrinin sanatçıları da kendi devirlerini çiziyor ekseriyetle. Böyle düşündüğünüz de bugün de için de eğer yaşayacak olan bir sanat üslubu ise bu, çizildiği devirden figürler olması gayet doğal. Günümüzden figürler eklemek noktasında da zaten malumunuz bir çok insan Türkiye ve diğer ülkelerde minyatürler çizmekteler. Minyatürü açıklayıcı olarak veya kimi zaman eleştiri aracı olarak kullanan sanatçılar dahi var. Tabi karikatürize etmek bir başka şey olsa da minyatürü içinde yaşadığı dünyayı tenkit için kullanan yurtdışından sanatçılar da var.
Yalnızca çizimleriniz değil onlara iliştirdiğiniz Osmanlı Türkçesinden atıflar yapan sözleriniz de dikkat çekiyor…
Aslına bakarsanız ben önce hikâyesini veya duruma göre yazısını yazıyorum çizdiğim şeylerin. Yani çizdiğim bir minyatüre yazı yazmıyorum sonradan. Bu yüzden belki çok daha hızlı üretebilecekken işin içerisine yazı, dil gibi unsurlar girince daha yavaş ilerliyor süreç. Osmanlı Türkçesi’ne atıfları da zaten hikayeyi yazarken çıkmış oluyor. Tabi bu konuda sosyal medyanın verdiği daraltılmış alan ve sunulan her şeyi bir reklam afişi gibi sunma zorunluluğu istediğim kadar esnek bir şekilde insanlara ulaştırmamı kısmen engelliyor. Ancak yine de şahsi bloğumda olduğunca yazı ve yazılar için çizdiğim minyatürleri ekliyorum.
Kendi minyatürünüzü de hikâyelerinize ekliyorsunuz. Yine başka karakterleriniz de var. Mesela bu röportajda Huzursuz Piyade olsa neler söylerdi?
Aslında kurguladığım karakterler genelde benim bir tarafımın abartılı hali. Huzursuz Piyade de öyle, tabi biraz daha mizahi olarak dışa vurulması aynı zamanda. Röportajı Huzursuz ile yapsaydınız muhtemelen havadan sudan nem kapacak; türlü huzursuzluklar çıkaracaktı kendi adına. Bu karakter benim huzursuzluğum arttığı zaman o an aklımdan geçenleri dışa vurduğum bir karakter.


Peki, Fatih Kara olarak değil de Laedri olarak kendinizi anlatsanız neler söylerdiniz?

Aslında Laedri diğer karakterleri bir tarafa koyarsak kendim için seçtiğim bir karakter ismiydi. Hani şu karakterler abartılı haller bu da normali olsun gibisinden. Ama zaman içerisinde türlü türlü şeyler ekleyince haliyle daha kurgu bir karakter haline geldi. İşte zamanda kendince seyahat ettiğini iddia eden, biraz Evliya Çelebi gibi gördüklerini abartan ama çok da doğrudan şaşmayan, 18. Asrın kurgu gazetecisi gibi oldu galiba.
Minyatürlerinizle ilgili nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Tepkiler genelde güzeller. Bazı, şunu da yapsanız ne güzel olur gibisinden yorumlar oluyor. Ancak çok yayılması durumunda haliyle ikisi de artacaktır. Gayet doğal.
Geçmiş minyatür sanatçıları size nasıl ilham veriyor?
Bu noktada Nakkaş Osman veya Levni benim için ciddi bir ilham kaynağı sayılabilir. Renkler, tasvirler, doğu ile batı arasında bir tarz. Malum mahlası da renkli demek kendisinin. Geçmişi olmayan şeyler ancak insan ömrü ile sınırlı kalıyor; tabi ilhamı da yaşadığı ömrün tecrübesi kadar oluyor. Ama sırtınızı bir geçmişe yasladığınız zaman sadece minyatür için değil genel olarak zihniniz daha da açılıyor. Aklınızdan geçenlerin, kurgulayabileceklerinizin sayısı hızla artıyor
Geleneksel sanatlarla ilgilemek isteyen gençlere neler tavsiye edersiniz?
Kendim de henüz 28 yaşındayım. Tavsiye edebilecek kadar tecrübem yok açıkçası. Ama belki kendi yaptığım gibi devrine dair şeyler üretmek bu noktada bu sanatı hem canlandırır hem de gelişimine sebep olur diye düşünüyorum. Yani minyatür ile Batı resmini yan yana koyunca ve Batı Resmini bir şekilde Doğu Kilise resimleri veya ikonlarla ilişkilendirecek olursak belki minyatür de zaman içerisinde perspektife, gölgelendirmelere sahip olacaktır veya hiçbir zaman olmayacak. Tahmini zor tabi. Ama Latince gibi hususi bir alanda kullanılan ölü bir dil gibi olmasındansa, pekala üretimine ve değişimine devam edebilir gibi geliyor bana.

Bu işi yaparken hangi amaç sizi motive ediyor?

Açıkçası ben zaten ne edebiyatçıyım meslek olarak ne de minyatür sanatçısı, mühendisim. Yaptıklarım da benim hobim diyebileceğim şeyler. Güzel vakit geçirmeye çalışıyorum. Bir kere geliyor insan dünyaya en nihayetinde, hobi de olsa güzel olmasında fayda var diye düşünüyorum. Açıkça söylemek gerekirse bu yaptıklarımın bu noktalara geleceğini de düşünmüyordum başlarken.
Bundan sonra nasıl bir yol izlemeyi düşünüyorsunuz?
Animasyonlaştırmak istiyorum şu yaptıklarımı veya önceden beri aklımda var belki bir çizgi roman. Tabi hepsi zaman işi bunların.
Son olarak Özçekim okurlarına neler iletmek istersiniz?
Kendülerüne hoşça baksunlar, efendim 

Buna da Göz At

Close
Close