Kenan Sofuoğlu Özçekim’de! | Özçekim
1. Sayı

Kenan Sofuoğlu, Özçekim’de!

Motor Sporlarında Şampiyon Olan İlk Türk

Ben Kenan Sofuoğlu, 18 yıldır motor sporlarında yarışlara katılıyorum. Bu işe ilk başladığımda amacım Türkiye şampiyonalarında yarışıp, ağabeylerimle birlikte motor sporlarında şampiyon olmaktı. Daha sonra Allah nasip etti ve Avrupa kapıları açıldı. Avrupa’ya çıktığımızda hayalim, Avrupa ve Dünya Şampiyonalarında, o güzel pistlerde, o güzel motosikletleri kullanmaktı. Ancak ilerleyen yıllarda başarı da geldikten sonra anladım ki her şey motosikletten ibaret değilmiş. Ülkemizi temsil etmenin önemini anladım. Bir Müslüman sporcu olarak, Müslüman sporcuların dünyada zor bir dal da olsa motor sporlarında da başarılı olabileceklerinin gösterilmesi gerektiğini düşündüm. Hayata bakış açım bu yönde değişmeye başladı. Burada en önemli şey bir Müslüman Türk genci olarak daha önce başarılamamış bir şeyi başarmaktı. Bu dalda dünya şampiyonu olan ilk Türk sporcu olma hayalim vardı. 2007 yılında bu hayalim gerçek oldu.

Şampiyonluğun Arka Planındaki Zorlu Yaşam

Bu ilk şampiyonluğun ardından hayatın zorlukları başladı. Avrupa’ya çıkmam konusunda bana en büyük desteği veren Bahattin ağabeyimi kaybettim; 2008 yılında ise Sinan ağabeyimi kaybettim. Sinan ağabeyimi kaybettiğimde dünya şampiyonasında zirveden 18’inciliğe kadar geriledim. Çok zor bir dönem geçirmiştim. Ardından 2009-2010 yıllarında mücadeleyi bırakmayıp tekrar 2010 yılında ikinci kez dünya şampiyonu oldum. Yine her şey güzelleşiyor, düzeliyor derken 2011 yılında bu sefer de babamın vefat etmesi benim için çok ağır oldu.  Son 7-8 sene içinde aileden kayıplar vermiştik. Babamın vefatından sonra bu işi bırakmaya karar verdim. Motor sporlarını bırakıp Türkiye’ye dönerek annemle sakin bir hayat yaşamaya karar verdim. Ama anladım ki hayat bize böyle güzel bir konum vermiş, işimizde yükselmeyi nasip etmiş. Bunun sorumluluğunu taşımam gerektiğini düşündüm ve işime daha sıkı bağlanmaya karar verdim.

Sıkıntı Çekmeden Bir Yere Gelinmez

2012 yılında tekrar bir şampiyonluğa daha ulaştım. Kariyerime devam ettikçe hayata bakış  şeklim de değişti. Bu bakış açısı ile birlikte sadece motorumuzu sürelim, şampiyonluklar yaşayalım fikrinden ziyade; bu spor dalında örnek olalım, yeni sporcular yetiştirelim fikrine kendimi adadım. Bu noktada özellikle Cumhurbaşkanımızın da bizden büyük istekleri var.  Sporcu yetiştirip dünyada Türklerin de Müslümanların da bu alanda başarılı olabileceğini dünyaya göstermek gibi bir hedefimiz var. Bir Kenan değil daha fazla Kenanların o sahneye çıkabilmesi için mücadele etmek istedim. Bu yolda da ilerlemeye devam ediyorum. Şunu gördüm ki zorluk çekmeden sıkıntı çekmeden bir yere gelinmez, gelinse de ayakta durulmaz.

İki Ağabeyini, Babasını ve Evladını Kaybetti Ama Pes Etmeden Çalışmaya Devam etti

Hayatım boyunca gerçekten çok büyük zorluklar çektim; hep çok büyük kayıplar yaşadım. Ama çektiğim zorluklar karşısında her daim daha çok güçlendim. Örneğin 2015 Dünya Şampiyonası’nda çok iyi bir sezon geçiriyordum. Sezonun ilk yarısında ilk üç yarışı kazandıktan sonra oğlum Hamza, beyin kanaması geçirdi ve bu hastalık sebebiyle hastanede üç buçuk aylık zorlu bir süreç yaşadık. Sezonun tam ortasında yaşanan bir üç buçuk aydan bahsediyorum. Yoğun bakımda olan oğlumu bırakarak yarışlara gidip geliyordum. Bu süreçte performansım düşmeye başladı. Yarışlarda hatalar yapmaya başladım. Birkaç yarışta da yarış dışı kaldım. Rakiplerim beni bir bir geçmeye başladı. 2015 yılında şampiyon olmak benim için artık imkânsız gözüküyordu.

 

Her Seferinde Küllerinden Doğdu, Ayağa Kalktı ve Başardı

O sezon yaz tatiline girmeden önce oğlumu kaybettim. Onu defnettikten sadece 4 gün sonra Malezya’daki yarışa katıldım. O yarışta iyi bir sonuç elde edemedim.  Bu süreçte pes etmem gerekirken, her şey bitmiş ve yıkılmış bir durumdayken takıma bir telefon ettim ve dedim ki: Lütfen bu yaz tatil yapmayalım. Motorumda geliştirebileceğiniz tek bir cıvata dahi varsa onu bulup geliştirin. Ben aralıksız çalışacağım. Bu zor günler geçecek ve ben bu zor günlerin ardından tekrar şampiyon olacağım dedim. Şampiyonluğu kaybettiğim o sezonun ardından, tatil sürecinde yazın, her gün pistte aralıksız çalıştım. Pes etmem gerektiği düşünülürken ve kaybetme psikolojisi içindeyken hiç ara vermeden çalışmaya devam ettim. Ondan sonra gittiğimiz İspanya yarışını kazandık. Ardından Fransa… Derken tekrar dünya şampiyonluğuna ulaştık.

Hayatımın en zor yılında beni pes etmeden çalışmaya iten en büyük güç tabii ki her şeyin başında yaşadığımız hayat, ailemizin bizi yetiştirme şekli, dini inancımdan gelen manevi güç; öte yandan da hiçbir zaman pes etmemekti.

İmkânsızlıkları ve Zorlukları Başarıya Basamak Yaptı

Bir yerlere kolay ulaşmış olsaydım çok da kolay pes ederdim. Çok mücadele ederek ulaştığım için pes etmemeyi öğrendim. Hayatımda gördüğüm en büyük şeylerden biri de yaşadığım imkânsızlıklardır. Keşke şuna sahip olsaydım şöyle yapardım dediğim çok şey oldu fakat iyi ki de o zaman o imkânlara sahip değildim. O hayal ettiğim imkânlara sahip olsaydım yaşamış olduğum zorluklarda hep sınıfta kalırdım. 2015 yılında öyle zorlu bir sınavın ardından dünya şampiyonluğuna ulaştım ki… Aslında yıllar önce çekmiş olduğum o sıkıntılar bizi o şampiyonluklara taşıdı. 33-34 yaşları -özellikle motor sporlarında- bir sporcunun emeklilik yaşları olarak addedilir. Ama hala performansımız gücümüz yerinde. Bunun sebebi bu spora başladığım günden bu yana sürekli mücadele içinde olmamdır.

Yaptığın İşi Çok Sev, Onun İçin Çok Çalış, Asla Pes Etme!

Bence başarıya üç şekilde ulaşılır: Birincisi, yaptığınız her neyse o işi sevmeniz gerekir.  İkinci adım, o iş için çok çalışmak gerekir. Hiç pes etmeden çok azimli bir şekilde hep mücadele vermek lazım. Üçüncüsü ise pes etmemektir.  Bu süreçte çok zaman diyeceksiniz ki:  “Artık vazgeçtim, yapamıyorum geri dönüyorum, bu işi bırakıyorum.” Bunlar doğru yolda olduğunuzu gösterir. Ben defalarca pes etmeyi düşündüm. Defalarca artık yapmayacağım, bırakıyorum düşüncesine kapıldım. Ama bunlar anlık hislerdi. Güzel bir uyku çekip ertesi gün kalktığımda daha azimli bir şekilde uyandım. Hep bu şekilde pes etmeden, başarıya ulaşmak için mücadele ettim. Böylelikle başarı için en çok gereken şeyi: Tecrübeyi kazandım. Az önce saydıklarımla beraber başarmak için doğru zamanın da gelmiş olması gerekiyor. Yani o doğru zaman aslında tecrübedir. Tecrübe de geldikten sonra başarıya ulaşmış olabiliyoruz. 2001 yılında çok severek çıktığım bu yolda 6-7 sene yılmadan mücadele verdim. Mücadele ederek geçirdiğim bu 6-7 yıllık periyodun sonunda Dünya Şampiyonluğu başarısına ulaştım. Motor sporlarında bunu başaran ilk Müslüman Türk olarak tarihe geçmeyi Allah bana nasip etti. Yaptığınız işte her zaman zorluklara göğüs germek gerekiyor ki geldiğiniz noktada ayakta uzun yıllar kalabilesiniz.

Özçekim Mesajı

Özçekim dergisine gençlere böyle tecrübeler kazanmış, hayatında birçok zorlukla mücadele etmiş insanların mesajlarını ulaştırdığı için teşekkür ederim. Gençliğin böyle mesajlara ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Aynı şekilde bizlerin sporcular için verdiği mesajlar da çok önemli. Onlar verdiğimiz mesajlardan yararlanarak çok güçleniyorlar. Gençlere son sözüm: Her şeyin kafada bittiğine inanmak lazım.

Düşünce ve inanç dünyamız güçlü olduğu zaman her şeyi başarabiliriz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Buna da Göz At

Close
Close